Halkçı siyaset şart

Halkçı siyaset şart

CHP’de kongre süreci kökten bir politika değişikliği yerine kişilere odaklı tartışmalar ekseninde yürüyor. Prof. Dr. Somer, “Değişim sancısı derinleşmeli” derken eski Milletvekili Cihaner, “Halkçı siyaset şart” diyor.

Değişim ve yenilenme tartışmalarıyla birlikte il kongrelerinin devam ettiği CHP’de kökten bir politika değişikliğinden çok isimler üzerine odaklanan süreç yaşanıyor. Son olarak Özgür Çelik’in kazandığı İstanbul İl Kongresi’nde de benzer bir durum yaşandı. Kongredeki konuşmalarda politikalardan çok isimler öne çıktı. Tüm kongreler kimin daha fazla delege elde edeceği, il başkanlarının hangi ekip tarafından kazanılacağı, genel kongrede kimin Genel Başkan olacağı tartışmalarıyla geçiyor. Ancak seçim yenilgisinin daha köklü bir özeleştiri ve değişim mekanizmasıyla aşılabileceği, CHP’nin yüzünü halkın gerçek sorunlarına dönmesini sağlayacak kanalların inşa edilmesinin önemi ortada duruyor. CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını açıklayan eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner ile siyaset bilimci Prof. Dr. Murat Somer kongre sürecini BirGün’e değerlendirdi.

SAMİMİ BULMUYORUZ

Eleştirilerini sık sık dillendiren Cihaner, “Parti içerisinde gidişatın iyi olmadığını 2015’ten beri kurultaylar aracılığı ile dile getiriyoruz ve mücadelesini veriyoruz. Üçayaklı bir dönüşüm, değişim hatta yeniden inşa süreci olmadan partinin ideal noktasına gelemeyeceği kanaatindeyiz. Partinin ideolojisinin tüm politik başlıklarda, memleketin temel meselelerinde birbiriyle uyumlu bir sol sosyal demokrat çizgiye oturmalı” dedi. Partinin ideolojisini ve siyasetini netleştirmesi gerektiğine vurgu yapan Cihaner, “Cumhuriyetten geri kalanlar var, bugünü yakalayabilecek bir altı ok var bir de sosyal demokrat kimliği var anca her ikisinden de uzaklaştı CHP. Bu uzaklaşmanın sorumlusu da Genel Merkez ve İBB etrafında kümelenen ‘değişimciler’ olarak adlandırılan kadroların politik tercihleri. Birden bire yıllardır mücadelesini verdiğimiz; sola dair değerler, laiklik, dış politikadan ekonomi politikalarına kadar sol bir tutum, muhalefet tarzı. Her iki yapı da birden çıkıp ‘bunu biz değiştireceğiz’ diyorlar, bunu samimi bulmuyoruz. Siyasetin netleşmesi lazım” ifadelerini kullandı.

TABANDAN KOPULMAMALI

Cihaner sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu tabandan kopuk, parti piramidi içerisinde yukarı çıktıkça komprador olan, sınıfsal olarak farklı kesimlerin temsilcilerinin elinden kurtarılmalı. Parti içi hukuk ve tüzük değişmeli. Bu üçayak üzerine bir parti inşa edemezsek, tabandaki öfke ve yılgınlığın partiyi daha kötü yerlere götüreceği çok açık. Laikliği göz ardı ederek, sol savunusu yapamazsınız. İnsan haklarını, LGBT haklarını dahi savunamıyor parti. Bunun nasıl düşmanlaştırıldığını görüp, ona dair eleştirel tutum almadan değişim olamaz. Kayyum politikalarına karşı çıkmadan, demokrasi savunması yapamazsınız. Hukuk mücadelesini el üstünde tutmak gerekir. Dış politikada, iktidarın çizdiği sınırlar dışına çıkamıyor parti, bütünlükten kastımız da tüm sebeplerin birbiri ile uyumlu olduğu sol-sosyal demokrat bir çizgide netleşmeli parti. Partiyi elinde tutan kadrolar zihinsel ve yaşam tarzı olarak çok kopuk haldeler. Bu da bir mesafe koyuyor taban ile araya. Esas çizginin ezilenler, emek, işçiler ve yoksullar olması gerekir. İkincisi de siyaseti Türkiye toplumunu değişmez sağ muhafazakâr olarak kodlayıp politikalara buna uyumlu bir tarza getirdiler.”

Paylaş