Kılıçdaroğlu ‘İşte ispatladım’ diyerek Soylu’ya sert çıktı: ‘Onurun, şerefin varsa istifa edersin’

Kılıçdaroğlu ‘İşte ispatladım’ diyerek Soylu’ya sert çıktı: ‘Onurun, şerefin varsa istifa edersin’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tartışma çağrısını yineleyen Kılıçdaroğlu, “Gel, gel, gel. Kaçma gel. Vizyon neymiş sana öğreteyim” dedi. Kılıçdaroğlu, aynı açıklamasında kendisini hedef alan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sert çıkarak, “İşte ispatladım, ne yapacaksın. Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

“Türkiye bir yol ayrımına geldi ve bu ayrımından Türkiye’yi alıp çağdaş uygarlığa taşımak ve çağdaş uygarlığı aşma hedefine yöneldik biz. Bu hedefi mutlaka ama mutlaka ne pahasına olursa olsun gerçekleştireceğiz. Adalet için de yapacağız bunu.

Vefa Salman, Yalova belediye başkanımız. Bir ihbar gelir ‘Yolsuzluk var’ diye. Göreve başlar başlamaz ilk yaptığı iş gidip savcıya dilekçe vermek. Savcı soruşturma açar. Zaten şu anda bütün CHP’li belediyeler izleniyor. İzlensin, şikâyetimiz yok ama adaletsizlik yapmasınlar. Kendisi ihbar ediyor, savcı alıyor dahil ediyor ‘O da suçludur’ diye. Talimatın nereden geldiğini biliyorum. O savcıya da söylüyorum. Dava açılıyor. Karar alınıyor, bilirkişiye gönderelim diye. Gitti, karar verdi bilirkişi. ‘Vefa Salman’ın bir suçu yoktur’ diye. Savcı itiraz ediyor. Aradan bir süre geçiyor, dava erteleniyor yeni bir bilirkişi atanıyor. Ankara’dan bir bilirkişi buluyorlar. Çekinmiyoruz, korkmuyoruz ki. Üç emekli Sayıştay denetçisi, yani TBMM adına denetim yapan bir kurumdan emekli olan üç kişiye bu görev veriliyor. Rapor veriyorlar hiçbir suçu yok. Göreve iade bekliyoruz, edilmiyor. Savcı itiraz ediyor. ‘Bu bilirkişiler doğru kişi değildir’ diye. Yetmedi bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Üçüncü bilirkişi yine geldi. Yine ‘Suçu yoktur’ diye rapor verdiler. Mahkeme yine göreve iade etmedi. Şimdi buradan AK Parti’ye geçmişte oy vermiş vicdan sahibi herkese sesleniyorum. Bu karar adalete yakışıyor mu?

“BİLGİLER GELİYOR”

‘Doğru karar vereceğiz ama bizi sürmekle tehdit ediyorlar’ diye bilgiler geliyor. Bunun adı adalet oluyor yani adaletsizlik. Mahkeme salonunda arkadaşlarımız itiraz ediyorlar. Bu sefer ‘CHP’liler mahkemeyi bastı’ diyorlar. Mahkemeyi basmak değil, mahkemeyi ele geçirmişsiniz zaten. Saray iktidarı var orada. İstediğin talimatı verdiriyorsun. Boynumuzu giyotine mi uzatalım?

“SEN O ADALETİ BENİM KÜLAHIMA ANLAT”

Türk Hava Kurumu kayyumlar tarafından yönetiliyor. İstanbul’da güzel bir oteli var kirada. Bu oteli ele geçirmek istiyorlar. Bununla ilgili süren bir dava var. Bu davayı arkadaşlarımız yakından izlesinler. THK bu ülkenin havacılık konusunda kurduğu ilk kurumdur. Var olan bütün kaynaklarını hortumladılar bir oteli kaldı, şimdi oteli de ele geçirmeye çalışıyorlar. O oteli kim alırsa onun burnundan fitil fitil getireceğim. Tam bir yağma düzeni. Sen o adaleti benim külahıma anlat.

VİZYON BELGESİ YANITI, ÇAĞRISINI YİNELEDİ

Bir vizyon belgesi açıklandı. Bir cümle önemliydi. ‘Gelin hep beraber bu vizyon belgesinin içini dolduralım’ diye çağrı yapıldı. Bu ne demektir? ‘Aslında bizim bir vizyon belgemiz yok, bize katkı verirseniz yeni bir vizyon belgesi yapalım’ demektir. Bir siyasetçinin vizyon belgesi ortaya koyabilmesi için önce dünya tarihi bilmesi gerekir. Ortadoğu tarihi, kendi ülkesinin tarihini bilmesi lazım. Yok olan bir Osmanlı’dan genç bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nasıl ortaya çıktığını bilmesi lazım. Bilimdeki ve teknolojideki gelişmeleri bilmesi lazım. Siz bir vizyon ortaya koyacaksanız bir gelecek perspektifi ortaya koyacaksınız bunları bilmek zorundasınız. Aynı zamanda bu ülkenin düşünce, bilim insanlarıyla bir araya gelmeniz lazım. Dünyanın gidişatını görmeniz lazım. Ne yapmamız gerektiğini bilmeniz gerekiyor. Tarımda, demokraside, sanayide, ileri teknolojide, sosyal yaşamda.. Hepsini bilmeniz gerekiyor.

Vizyon sahibi olabilmek için bu saydıklarım asgari koşullar. Ben arada bir Erdoğan’a çağrı yapıyorum yine yapayım. Eğer vizyonerliğin ne olması gerektiğini bana anlatmak istiyorsan senin televizyon kanallarında ben hazırım. Gel, gel, gel. Kaçma gel. Vizyon neymiş sana öğreteyim.

‘CESARETİN VARSA TARTIŞALIM’

‘İşim çok’ falan. Malı götürmekte işi çok. Biraz paraya tamah etme, malı götüreceğin süreyi kıs gel karşıma çık seninle oturup 85 milyonun önünde tartışalım cesaretin varsa. Kendisine bir tavsiyem olsun. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ni okusun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli siyasal belgelerinden birisidir bu.

Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ekonomik bağımsızlığı tehlikede. Borç dileniyorlar. Düne kadar hakaret ettikleri insanların kapısına gidip yalvarıyorlar. Böyle bir tabloyu hiç yaşamamıştık. Dış politika egemen güçlerin kontrolünde olamaz. Hiç kimse unutmasın. İradesi teslim alan kişiye en büyük destek olan kişi de Bahçeli’dir. Eğitim bir kişiye, bir aileye, ülkeye sınıf atlatan en önemli faktördür. Üniversitelere perişan, eğitim sistemini felç ettiler. Bunlar çıkmışlar ‘Vizyon belgesi açıklayacağız’ diyorlar. Sen vizyonun ne olduğunu biliyor musun? Yüksek yetenek inşasının ne olduğunu biliyor mu acaba? Bilgi ekonomisine geçtik, ne olduğunu biliyor mu acaba? Hayatında duymamıştır.

Şanlıurfa’dan bir AK Parti milletvekili çıkıp kürsüye çıkıp, ‘Bu sorunlar vardır’ demedi, diyemiyor zaten. Sebebi ne? Darbe hukuku… Ben bunu söylersem, genel başkanım beni listeye yazmazsa korkusu.

Sayıştay raporlarını makaslıyorlar. Planlama Teşkilatını kapattılar, yeniden inşa edeceğiz. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi, ekosistem hakkından da söz eder. Aile Destekleri Sigortası’ndan söz ediyoruz. Bütün bunların tamamını kendisine postayla göndereceğim. Okumasını isterim. Dolar göndersem derhal, derhal.

“İSTİFA EDERSİN FOTOROMAN”

AK Parti’ye geçmişte oy vermiş olanlar, AK Partili ve MHP’li belediye başkanları, meclis üyelerine, milletvekillerine ve bakanlarına soruyorum. Saray hükümeti kime çalışıyor? Bu saray iktidarı size ne verdi? Saray sosyetesi krallar gibi yaşıyor ne verdi çiftçiye? Bu ülkede toprak mı bitti de dışarıdan geliyor? Bu soruyu sorması lazım herkesin. Bu iktidar kime çalışıyor? 2022’nin ilk 9 ayında tarım ürünü ihracatımız 74 milyon 256 milyon lira. İthalatımız 174 milyar 554 milyon lira. Tarım sektörünün stratejik olduğunu bilmiyorlar.

Dün akşam uyuşturucu salgını ile ilgili bir video paylaştım. Başka ülkelerden gelen mafya pisliklerini anlattım.

Uyuşturucu paraları Türkiye’ye gelsin diye bir değil, birden fazla kanun çıkardılar. Uyuşturucu parasını davet edersen uyuşturucu baronunu da davet ediyorsun demektir. Ve nitekim öyle oldu. Davetiye çıkardılar.

‘BİRKAÇ AYDA OLANLARI HATIRLAYALIM’

Fotoraman ‘İspatla’ demiş. Hay hay, son birkaç ayda olan olayları hatırlayalım.

Sırbistan’da kırmızı bülten ile aranan ülkenin en kanlı suç örgütü lideri Vukotiç İstanbul’da öldürüldü. Bunun İstanbul’da ne işi vardı? Çünkü İstanbul’u kendisinin yaşayabileceği bir mekan olarak görüyor. Kendisinin korunduğu bir mekan olarak görüyor, sırtımı siyasilere dayadım kimse bana bir şey yapmaz diyor.

Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gasimov, Ataşehir’de öldürüldü.

İstanbul’un ortasında, AVM’lerde Gürcü ve İranlılar silahla çatıştılar. Bütün Türkiye izledi.

Antalya’da bir başka mafya lideri ‘Lotu quli’ öldürülmüştü. Afgan baronları zaten İstanbul’da.

Ortadoğu’nun en büyük uyuşturucu baronunu ise hapishaneden çıkarıp bıraktılar. Birileri devreye girdi, bir kararla dışarı bıraktılar.

Bana diyorlar ki ‘İspat et.’ Ya siz bunları görmüyor musunuz? Sırtını mafyaya dayarsan zaten bunları göremezsin. Bana dönüp diyorsun ki ‘İspatla.’ İşte ispatladım, ne yapacaksın. Onurun varsa, şerefin varsa istifa edersin!

Türkiye şu anda Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geliyor. Pisliğe battık, devlet çürümeye başladı. Kirli paralar kirli insanları şehirlerimize getirdi. Fotoroman için ifade edeyim, yeni fotoğraf fırsatları çıktı. Hiç kaçırmasın. Polislerimizi de Saray’ın pisliğini kapatmak için kullanmasın. O polisler benim canımdır.

“SARAY UYUŞTURUCU PAZARI HALİNE GETİRDİ”

Türkiye önceden uyuşturucunun transit bölgesiydi. Saray ise şimdi Türkiye’yi uyuşturucunun pazarı haline getirdi.

Emniyet Genel Müdürlüğü bir rapor yayımladı. Türkiye’de uyuşturucu raporu. Raporda, ‘metamfetamin kullanımı son iki yılda 5.5 kat arttı’ diyor. Suçlularla poz veren birisi var biliyorsunuz. Poz vermeyi bırak, bu raporu oku. Uyuşturucu kullanımı 10 yaşa kadar düştü. 10 yaşındaki bir çocuğun uyuşturucu kullanması ne demek? Allah belanızı versin denir başka ne denir? Bir saray iktidarı kendi evlatlarına nasıl yapar bunu? Koro halinde saldırıyorlar. Sizin feriştahınız gelse bu evlatların hakkını, hukukunu korumak benim boynumun borcudur. Ben babayım, dedeyim. Feryatları görmüyorlar, duymuyorlar.

Bu illet Türkiye’de ‘metin amca’ diye satılıyor. Ölümcül bir illet. İç organları içten çürütüyor. Bir genç annesini katletti. Ülke şok oldu ülke. Saray ne yaptı?

Ailelerimiz büyük tehdit altında. Çare ne? Temiz parayı yepyeni yatırımlarla acilen ülkemize getirmektir. Uyuşturucu, kara para, paraları değil. Günahkâr paralar değil. Krizi temiz paralarla çözeceğiz. Kara para akışını ivedilikle durdurmak lazım. Baronların da başını ezmek lazım. Bu pis işlerle, o boranlarla boy boy poz verenleri hapislerde çürüteceğiz. Hapiste albümlere bakarak yad eder, öyle kurumlara emir vererek kendini kurtaramaz.

Kararlıyız, tepeden tırnağa uyuşturucu belasını ülkemizden söküp atacağız. CHP bir mücadele partisidir. Bu çağrım bütün yol arkadaşlarıma ve vatandaşlarımızadır. Sokaklarımızı, çocuklarımızı ve ailelerimizi korumaya hazırlanın. Bu alanda çok çetin bir mücadele vereceğiz.

Bu akşam, İngiltere’ye gidiyorum. Türkiye’ye nefes aldırmak, bulunduğumuz krizden çıkmak için temiz, yabancı yatırıma ihtiyacımız var. Gitmemin en önemli araçlarından biri de bu güçlü, temiz yatırımları Türkiye’ye çekmektir. İçinde bulunduğumuz krizin tek çözüm yolu budur.”

Paylaş