CHP’li Engin Altay’dan Süleyman Soylu’ya: ‘Elinden geleni ardına koyma; o dosyayı sallamakla olmaz’

CHP’li Engin Altay’dan Süleyman Soylu’ya: ‘Elinden geleni ardına koyma; o dosyayı sallamakla olmaz’

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis’teki basın toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ““Bir fetöroman yazıldı Sayın Soylu. Sen yeni belge gösterme, dosya sallama. Hem de 10 Ekim 2017’de. TBMM’de 15 Temmuz darbe araştırma komisyonu kuruldu, çalıştı, çalışmaları engellense de çalıştı. CHP’nin ikinci muhalefet şerhinin içine konmadığı bir rapor da basıldı. Meclis matbaasında. Fetöroman o işte. Nerede rapor? Rapor yok” ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, gündemi değerlendirdi.

CHP’li Altay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında “Soylu deyince aklıma dört şey geliyor. Şantaj, iftira, kumpas, yasa dışı dinleme ve izleme. Mesela Ekrem İmamoğlu’nun MOBESE kayıtlarını servis etmek, yasa dışı dileme ve izlemedir. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 557 terörist var deyip, bir kişiyi bile hakimin önüne koyamamak; iftiradır. Mesela ayda 10 bin dolar mafyadan rüşvet alan milletvekili var demek, Erdoğan’a karşı bir şantajdır” dedi.

Altay, şöyle devam etti:

“BİR FETÖROMAN YAZILDI SAYIN SOYLU”

Soylu deyince aklıma dört şey geliyor. Şantaj, iftira, kumpas, yasa dışı dinleme ve izleme. Mesela Ekrem İmamoğlu’nun MOBESE kayıtlarını servis etmek, yasa dışı dileme ve izlemedir. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde 557 terörist var deyip, bir kişiyi bile hakimin önüne koyamamak; iftiradır. Mesela ayda 10 bin dolar mafyadan rüşvet alan milletvekili var demek, Erdoğan’a karşı bir şantajdır. Mesela Sezgin Baran Korkmaz için ne demişti? Yukarından aşağıya devlet operasyonu planladık. Yukarıda kim var? Onun üstünde kim var? Sezgin Baran Korkmaz’ın yurt dışı yasağını kaldırmayı, mal varlığından konan tedbiri kaldırıp yurt dışına göndermeyi yukarıdan aşağıya yaptığımız bir devlet operasyonu diye Meclis’te söyledi. Bence bu Erdoğan’a bir kumpastır. Anlar, anlamaz; ben onu bilmem. Bir fetöroman yazıldı Sayın Soylu. Sen yeni belge gösterme, dosya sallama. Hem de 10 Ekim 2017’de. TBMM’de 15 Temmuz darbe araştırma komisyonu kuruldu, çalıştı, çalışmaları engellense de çalıştı. CHP’nin ikinci muhalefet şerhinin içine konmadığı bir rapor da basıldı. Meclis matbaasında. Fetöroman o işte. Nerede rapor? Rapor yok ya. TBMM’den 15 Temmuz Darbe Araştırma İnceleme Komisyonu’nun raporu çalındı. Fetöroman o işte. Elinden geleni ardına koyma. O dosyayı sallamakla olmaz. Aç o dosyayı. Orada bir suç varsa ve sen bunu bekletiyorsan, zaten yeni bir suç işliyorsun.

“PES YAZIKLAR OLSUN”

Neye güveniyor? Şuna güveniyor: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamento Büro. Grup Başkanvekilimiz Engin Özkoç, Süleyman Soylu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir suç duyurusunda bulundu. Nedir içerik, derseniz. Şudur: Süleyman Soylu, Sayın Genel Başkanımıza ağzıma alamayacağım kadar ağır ifadeleri CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu için zikretti. Belgeli, kayıtlı. Hepsinin de kaydı var. Çok ağır şeyler var burada. Sonra savcı beye bak, savcı. Savcıya bak hizaya gel. Savcı bey şöyle diyor: Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkındaki iddiaların görevinden kaynaklanan eylemlerle ilgili olup, bakanlık görevi kapsamında bulunduğu… Pes, yazıklar olsun. Türkiye’nin ikinci büyük partisinin genel başkanına ağza alınmayacak hakaretleri edeceksiniz, toplumu kin ve nefrete sevk eden bir ton laf edeceksiniz, CHP il başkanlarının şehit cenazelerine alınmamasını talimat olarak vereceksiniz. Ettiğin küfürleri saymıyorum… Ey savcı, adını da vereyim. Hamza Yokuş. Sen nasıl savcısın? Soylu hakkındaki iddiaların görevinden kaynaklı olduğunu yazıyorsun. İçişleri Bakanı’nın görevi ana muhalefet partisinin genel başkanına küfretmek değildir. İçişleri Bakanı’nın görevi, CHP’li belediye başkanlarına kumpas kurmak değildir. AK Parti’ye oy vermeyen tüm ahaliyi terörist ilan etmek değildir. Uyuşturucu baronları ile kara para aklayıcıları ile fotoğraf çektirmek değildir.

“SUÇ İŞLEMİŞ BİR İÇİŞLERİ BAKANI”

Senin fotoğraf çektirdiğin kara para aklayıcısına sokaktaki polis müdahale edemiyor. Senin kripto para yolsuzluğunu yapan insana polis müdahale etmiyor. Hatta giderken kapıyı açıyor. Ne bu, suçluyu kayırma. TCK 283. Başka, tutuklu, hükümlü veya suç delilini bildirmeme. TCK 284. Ne bu? Ayda mafyadan 10 bin dolar alan milletvekili… Suç delilini bildirmeme maddesine giriyor bu. Türk Ceza Kanunu’nun 13 ayrı maddesinde belirtilen suçları işlemiş bir İçişleri Bakanı orta yerde duruyor. Nasıl olacak? Bu ülkenin iç barışı nasıl sağlanacak? Bu ülkede demokrasiden nasıl söz edilecek?

“VARLIK FONU BATMIŞ”

Türkiye Varlık Fonu, borç üreten bir fon haline gelmiş, batmış. Demirel mi derdi, KİT’ler için, ‘kambur’ diye. Bu meteor çukuru olmuş. Soruyorum, BOTAŞ 18 milyar lira niye zarar ett?. ÇAYKUR 503 milyon lira niye zarar etti. Devlet Hava Meydanları İşletmesi 633 milyon niye zarar etti. Bu arada Varlık Fonu ne yapmış? Mart 2021’de 2 yıl vadeli olarak 1 milyar 250 bin Euro dış borç almış. Bunların hepsi baba gibi şirket, büyük şirket. Büyük KİT. Bunların eskiden bir, ikisi hariç patır patır kar ederdi. 1 milyar 250 milyon dışarıdan almış yetmemiş, 150 milyar lira da iç borçlanma yapmış. Varlık Fonu. Ne yapıyorsunuz kardeşim, nerede bunlar. Zaten 2026’de devlete kendiliğinden dönecek olan Türk Telekom için de 1 milyar 650 bin dolar ödemiş. Böyle şey olur mu? Meclis Başkanımız, kanunu daha önce gösterdim. Bu kanunun üçüncü maddesine göre ekim ayında Meclis’e hesap verecek. Vermiyor, Meclis Başkanı da göz yumuyor. Neden, TBMM’nin denetim yetkisine ihlal var, Meclis’i yok sayma var.

“SEÇİME 7 AY KALMIŞKEN…”

Engin Altay, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

AKP’nin anayasa değişikliği teklifi ile ilgili soru üzerine Altay, şunları söyledi:

“Tam olarak şunu söyledim: Onlar bize dediler ki ‘Bir anayasa değişikliği düşüncemiz var. Size ete kemiğe bürünmüş bir teklifle gelmiyoruz, bunu saygısızlık kabul ederiz. Oturalım beraber yapalım’ Biz de dedik ki ‘Bizim verilmiş bir kanun teklifimiz var. Bunun arkasındayız, gelin bunu kanunlaştıralım. Ülke seçime giderken seçime 7 ay kalmışken, bir anayasa değişikliği olmaz. Doğru değil. İki, temel hak ve özgürlükler referandum konusu olamaz. Düşüncemiz yaklaşımımız budur’ dedik. ‘Peki siz içinde olmasanız da biz hazırlarsak ne yaparsınız?’ Ya doğru değil. Doğru bulmuyoruz. Ama siyaset müzakere işidir, hazırladığınız teklife bakarız, kararı partinin yetkili kurulları verecektir. Ben parti adına karar veremem. İşin içinde olmayız kararı da partimin kararıdır.”

Altay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Almanya’yı da ziyaret edeceğini aktardı. Altay, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamalarını da şöyle değerlendirdi:

“Epistemolojik kopuş yaşamış. Güldür Güldür Şov reyting rekorları kırıyor sayesinde. Ama şunu da söyleyelim. Nebati doları 2 aydır 18’de tutmak için kaç lira sattığını söylesin. Bir de şunu söylesin. Allah aşkına. 1 milyon parası var, Tuncay Beyin. Bankaya yatırıyor, kur korumalı mevduat ile. 3 ay sonra vade doluyor. Tazeliyor bir 3 ay daha, sonra bir daha tazeliyor. Etti 9 ay. 9 ay sonra banka Tuncay Beye 1 milyon 581 bin lira veriyor. Bu paranın sadece 125 bin lirası bankanın yasal vermek zorunda olduğu faiz. 456 bin lirası hazineden ödenen para…E bu vesile ile 194 milyar para ödedin ya. EYT’yi çıkaralım derim yapmasın, gelir vergisi dilimlerinde düzenleme yapalım derim yapmazsın. Ama zenginin zenginliğini korumak için 194 milyar lira ödedin. Müsaade et de 190 milyar, Merkez Bankası’ndan sattığın dolarlar hariç. Bir yandan Merkez Bankası’ndan dolar satacaksın, bir yandan da 190 milyar lira ödersen, müsaade et de dolar

Paylaş