Erdoğan: ‘Kürt sorunu’ denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük

Erdoğan: ‘Kürt sorunu’ denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’in yeni yasama yılının açılışında “Adına ‘Kürt sorunu’ denen meseleyi hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla biz çözdük” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 2.5 aylık tatilin ardından bugün yasama çalışmalarına yeniden başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kapsamda yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:

“Her biri bir diğerinden yoğun geçen yasama yıllarında, siz kıymetli milletvekillerimizin fedakarlıkları ve gayretleri tarihe takdirle kaydedilmiştir. Artık milletimiz biliyor ki Meclisin ışıkları yanıyorsa Allah’ın izniyle bu ülkenin sırtı yere gelmez. Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına hedefine birlikte ulaşacağımızı da biliyorum.

Bir süre önce gündeme getirdiğimiz ülkemize yeni anayasa kazandırma teklifinin de Meclisimiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum. Yeni bir anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Biz hazırlıklarımızı yapıyoruz, neticede karar ve takdir yüce Meclis’indir. İlk anayasa teklifimize katkı verecek herkese şimdiden teşekkür ediyorum.

30 yıldır işgal altında olan Azerbaycan toprakları ve Karabağ yeniden özgürlüğüne kavuştu. İnşallah önümüzdeki haftalarda Azerbaycanlı kardeşlerimizle yeniden bir araya geleceğiz. İşgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veren bir ülkeye ve Türkiye’ye buram buram kin kokan tutumları asla unutmayacağız. Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizi korurken Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iki devletli çözüm kapsamındaki çalışmalarına destek olduk. Her yere alnımız ak bir şekilde göğsümüzü gere gere gidiyoruz.

Geçtiğimiz günlerde açılışını yaptığımız Türk Evi, tarihteki yerini almıştır. Çok sayıda misafirimizin katılımıyla hizmete giren Türk Evimiz, tüm dost ve kardeşlerimize de hizmet verecektir.

Türkiye, tek başına 4 milyon mazluma kollarını açarken sınırlarına dayanan birkaç bin mülteci karşısında, hakkı ve hukuku bir kenara bırakıp, insanlıktan uzak davranışlar sergileyenler oldu.

Bazıları hala Suriye’de DEAŞ bahanesiyle terör örgütlerini veya halkıyla kavgalı rejimi desteklemeyi sürdürmektedir. Kutuplardaki buzulların erimesinin sadece oradaki penguenlerin değil, tüm canlıların sorunu olduğu yakında daha iyi anlaşılacak. İç çatışmalardan kaçan insanların yaşadığı trajilerin, aslında herkesi bekleyen bir tehlike olduğu zamanla daha anlaşılacak.

Dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sananlar yaşanan her siyasi ve sosyal çalkantıyla işin öyle olmadığını görmeye başlıyor.

Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki, bölünerek büyüyemeyiz. Parçalanarak güçlenemeyiz. Husumeti körükleyerek kardeşliği kökleştiremeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz. Bizi biz yapan değerlerden vazgeçerek ufkumuzu genişletemeyiz.

Yıllarca terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen ve adına Kürt sorunu denen meseleyi tüm boyutlarıyla biz çözdük. Diyarbakır’daki vatandaşlarımıza söz verdiğimiz şekilde ret, inkar, asimilasyon politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysa, bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini aynı şekilde düşüreceğiz.

Ekonomiyi ayrı bir önemi ve yeri vardır. Türkiye’nin ekonominin de sorumluluğu bize aittir. Ülkemizin IMF’ye olan borcunu 2013 yılı mayıs ayında tamamen bitirerek bir dönemi kapatmış olduk. Birilerinin sürekli ‘Nerede?’ diye sorduğu Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Son 8 yılda yaşadığımız teker teker her olumlu ve olumsuz sürecin ekonomiye de yansımaları olmuştur. Salgınla da böyle bir süreçte karşı karşıya kaldık. Türkiye ekonomisinin ayakta kalması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İhtiyaç halinde her kesimin yanında yer almaya devam edeceğiz.Geçen seneyi büyüme ile kapattık. İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor. Türkiye, OECD ülkeleri arasında salgın öncesi dönemine göre istihdamını arttıran sayılı ülkelerden bir tanesi.

Milli gelirini üç kat artırmış, satın alma paritesine göre dünyada 11. sıraya yükselmiş, büyümede rekorlar kırmış bir Türkiye görüyoruz. Son dönemde yaşadığımız sıkıntıların aynı resmin içinde olduğunu elbette unutmuyoruz. Ama artılar eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de hak teslimi babından bekliyoruz.

İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz. Milli gelirimizi 1 trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.

Enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız. Gıda tarafında gerek kuraklık, gerekse artan girdi maliyetlerinin etkisini azaltacak tedbirleri alıyoruz.

Yurt dışı kaynaklı dalgalanmalara karşı hazırlıklı olmak için nakit rezervimizi güçlü tutma politikamızı sürdüreceğiz.

Paylaş