Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Sen nerede sabır gösteriyorsun

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Sen nerede sabır gösteriyorsun

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ekonomi ve eğitim üzerinden iktidara sert eleştirilerde bulundu. Türkiye’nin en yüksek oranla dışardan kredi aldığını belirten Kılıçdaroğlu, Saray’ın bolluk içindeyken “halka sabredin telkininde” bulunduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Yoksulluk için sabredin diyorsunuz. Sen nerede sabır gösteriyorsun? Senin bir elin yağda bir elin balda” diye konuştu. Pandemi sürecinde eğitimde yaşanan aksaklıklara konuşmasında büyük yer veren CHP lideri, “7 milyon 695 bin öğrenci EBA’ya ulaşamıyor. EBA’nın canlı kapasitesi 1 milyon öğrenci. Siz 15 milyon öğrenciyi eğitmeye kalkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamasından öne çıkan başlıklar şunlar:

ERMENİSTAN SİVİLLERE SALDIRIYOR

Ankara’nın başkent oluşunun 97. yılı. Küçük bir Anadolu kasabası bugün Türkiye’nin 2. büyük şehri ve Türkiye’nin başkenti. Ankara’yı Ankara yapan bizim dedelerimiz. Onlar etnik kimlik, yaşam tarzı ayrımı yapmadılar. Hep birlikte milli kurtuluş mücadelesi yaptılar. Ankara güzel bir kent.

Azerbaycan’dan güzel haberler gelmiyor. Toprakları işgal altında olan bir devlet mücadele veriyor. Sayın Aliyev ben savaşacağım demiyor. İşgal altında olan topraklardan çıkarlarsa sorun yok diyor. Haklı mı, haklı. Evrensel hukuka ve insan haklarına da uygun. Daha fazla kan akmaması için Ermenistan’ın işgal altındaki topraklardan çıkması gerekiyor. Ama onlar ne yapıyor, Ermenistan sivillere saldırıyor. Bu bir savaş suçudur. Elbette Rusya’da masa kuruldu. Olaylar izleniyordu ama Türkiye masada yoktu. Bunu da Türkiye’deki bütün vatandaşlarımın hafızlarına yazmalarını istiyorum. Madem ki sorunun çözümüne katkıya hazırız neden Türkiye o masada yok?

HER TÜRLÜ TERÖRE KARŞIYIZ

Ankara Garı’nda canını kaybedenleri andık. Barış isteyen dostluk isteyen bir kitleye 2 canlı bomba müdahale etti. 101 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hala olay bütün boyutlarıyla aydınlığa kavuşmuş değil. 10 Ekim’de yaşanan terörün kimlerden nasıl kaynaklandığının ortaya çıkarılması devleti yönetenlerin görevidir. Teröre karşıysanız bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarın kardeşim. Biz terör kimden gelirse gelsin, nereden gelirse gelsin terörü insanlık suçu olarak görüyoruz. Terör tanımıyla ilgili olarak, bizimle diğerleri arasında bir fark var, terörist eline silah alıp insan öldürüyorsa terörist her yerde teröristtir.

HATAY’DAKİ ORMAN YANGINI

Bütün canlıları, kainatı seviyoruz. Gelecek çocuklarımız, torunlarımız güzel bir ekosistem içinde doğma hakları var. Bizim 2. yüzyıla çağrı beyannamemizin maddelerinden biride budur. Bu dünyanın hakkını bizden sonra gelecekler için de korumak zorundayız. Bu yüzden bir ağacı yakmak en büyük günahtır. Hele bir ormanı, hayvanları, kuşları yakmak… Efendi teröristler yaktı. Zaten onlar terörist. Ha bir insanı öldürmüşsün, ha bir ağacı yakmışsın. Yeşil ekonomi diyor dünya. Doğayı, insanları korumak için bunu yapıyoruz.

YOKSULLUK İÇİN SABREDİN DİYENLER

Her mücadelenin mutlaka haklı yönleri vardır. Ve siz haklılığınızı kanıtlamak ve vatandaşları haklı eksende yönetmek için devleti adaletle yöneteceksiniz. Devleti yöneten alçak gönüllü olmak zorundadır. Milyonlarca insan işsiz, esnaf siftah yapamamış, çöp konteynerlerinden yüz binlerce kişi besleniyor. Siz çıkmış yoksulluk için sabredin diyorsunuz. Pek sen niye sabretmiyorsun? Sen nerede sabır gösteriyorsun? Senin bir elin yağda bir elin balda. Yazlık sarayların, kışlık sarayların, uçan sarayların var. Allah kimseyi kibirle doldurulmasın. Baştaki kibirli olunca yöneten kadroların da tamamı kibirli oluyor. Çalışma Bakanı çıkıp emeklilere 674 lira emekli maaşı ödendiğini söylüyor. Ben sana iki yılda bu kadar para verdim öp de başını koy diyor. Sen o kişinin ne kadar çalıştığını ne kadar prim ödediğini biliyor musun? Şu kepazeliğe bak! Bunlar devleti yönetiyor!

KİMSE KENDİNİ SAHİPSİZ SANMASIN

Hiç kimse kendini sahipsiz sanmasın. Coğrafyamızın neresinde yaşarsa yaşasın hiç kimse kendini sahipsiz sanmasın. Bu vatanın, bu bayrağın sahibi var, onun adı da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Esnaf Bakanlığı kurulsun, sicil affı kurulsun, esnaf kredilerinde faizler kalksın, kiralarda stopaj kalksın. Bir daha söyleyeceğiz. AVM’leri haftanın bir günü kapatın. Esnafın sosyal güvenlik primlerini eğer dükkanı kapatıyorsan devlet olarak sen ödeyeceksin kardeşim. Devletin esnafa borcu var ödemiyor. Devlet alışverişi yapmış, milyarlarca para, ama ödemiyor. Vergisini aldın, KDV’sini aldın ama parasını ödemiyorsun. Bunun gibi 17 maddemizi saydık. Bütün bunlar olurken 17 maddenin hiçbiri hayata geçmedi. Esnaf zaten bitti diyorlar. Çünkü devletin orta direği kalmadı.

5’Lİ ÇETEYE HER TÜRLÜ İHALEYE DEVAM

Ama yandaşa sonuna kadar yardım ediyorlar. Büyük bir ihale yapıyorlar. İhalenin bedeli 9 milyar 800 milyon liraya. O, 5’li çeteden birine veriyorlar. Kim bu adam? Hani var ya havuz medyasının sözde amiral gemisi Sabah ATV’nin sahibi. Gazeteler satmıyor televizyon izlenmiyor ya ondan verdiler. Resmi Gazete’de 9 Ekim 2020’de bir tablo yayınlandı. 81. sırada bu ihaleyi verdikleri firmaya 9 milyarlık vergi harç muafiyeti getiriyorlar. Hiçbir zaman masraf yapmasına gerek yok, devlete vergi vermeyecek. Böyle bir düzeni yaşadı mı Türkiye Cumhuriyeti?

TÜRKİYE EN YÜKSEK FAİZLE BORÇ ALIYOR

Sıfır maliyetle iş yapıyor, devletten ayrıca para alacak. Bu düzen harami düzenidir. Haramilerin düzeninde devlet adam olmaz. Eğer bu düzeni istemiyorsanız, yeter artık düşün yakamızdan demeniz lazım. Sen sarayında oturuyorken benim çocuğum aç yatıyorsa düşün yakamdan demeniz lazım. Sadece yandaşlara değil, tefecilere de çalışıyorlar. Saray hükümeti tefeci hükümetidir. Keşke beni mahkemeye verseler de mahkemede hakime bütün rakamları göstersem. Faizler için dünyanın parasını verdiler. Almanya 10 yıl vadeli borçlanıyor. Aldığı borç karşılığında faiz 0. Parayı alıyor, yatırımını yapıyor, geri ödüyor, faiz ödemiyor. ABD 10 yıl borçlanıyor, faiz 0,7. Yunanistan 10 yıl borçlanıyor, faizi 0,9. Yunanistan’ın İstanbul’dan nüfüsu daha az. Türkiye 2,5 milyar dolar borçlandı, 6,4 faiz. Hani Almanya bizi kıskanıyordu, hani Yunanistan mahvolmuştu, Hani Türkiye güçlü ülkeydi, dünya lideriydi? Evet, 83 milyonun parasını bir avuç tefeciye mahkum etmekte dünya lideriyiz. Kimin parasıyla sen bu borcu alıyorsun? Bu borcu Kalyon İnşaat mı ödeyecek? Hayır. Esnaf, çiftçi, işsiz önemli değil. Bunun üzerinde durmak lazım. Son 8 ayda bu memleketin Londra’da bir avuç tefeciye ödediği para 728 milyar dolar. Saray’da oturan zat, sabredin diyorsun. 728 milyar doları 8 ayda ödeyen bu millet ne zaman sabredecek ne zaman bu milletin yakasından düşeceksin? Eğer bu milletin yakasından düşmezsen, bu millet seni ilk seçimde yakasından düşürecek.

BARO SEÇİMLERİNİN ERTELENMESİ

Birisi bir adaletsizlikle karşılaştığında adalet yerini bulur, mahkemeye başvurursunuz adalet sizin hakkınızı verir. Genelgeyle kanun değiştiriyorlar. YSK’ya başvurdular ama onlar da Saray’dan emir aldıkları için yapamazsınız dediler. Siyasi partiler seçim yapabiliyor barolar niye yapamıyor? Bir kişi koltuğunda otursunlar diye. İstanbul’da zorla baro kurdular şimdi Ankara’da zorla kamu avukatlarının önüne imzalamaları için kağıt koyuyorlar. Kamu avukatlarına seslenmek istiyorum. Onu imzalamak ihanettir.

PANDEMİ SÜRECİNDE EĞİTİM

30 milyon veli var, anne-baba çocuğunun eğitiminden ve sağlığından kaygı duyuyor. Her anne- babanın, ideali çocuklarının iyi eğitim almasıdır. Bir anne- baba çocuğunun iyi eğitim almasından sonra çocuğuyla gurur duyacak.

Devleti yönetenlerden, liyakatın önemli olduğunu söyledik. Öğretmenle eğitimle ilgili konuları kimler bilir? Öğretmenler, o konuda araştıranlar, o konuda sınıfa girip tebeşir tozunu yutanlar bilir. Eğitimle ilgili bir düzenleme yapılacaksa, oturur uzun uzun konuşursunuz uzmanlarla. Peki, bunlar ne yaptılar? 4+4+4 sistemini getirdiler. Peki bu eğitim şuralarında görüşüldü mü? Hayır. Peki, bu kanun teklifini parlamentoya verenler eğitici miydi? Hayır hiçbirinin alakası yoktu. Şimdi, bu acı tablodan ders çıkarmak ve gereğini yapmak zorundayız. Çocuklarımızı neden kobay olarak kullandılar? Düşündükleri şey, çocuğu okula alalım, çocuğu yetiştirelim bize oy versinler. Ama o çocuğun elindeki telefonla dünyaya erişebildiğinin farkında değildi. Tek tip çocuk yetiştirmek istediler. Eğitimi aynı zamanda, rant uğruna kullandılar. 18 yılda eğitim sistemi nasıl bu hale geldi.

‘GAZ’LA EN İYİYİZ SÖYLEMİ

12 Mart’ta okulun tatil edileceğini MEB Bakanı değil, İbrahim Kalın açıkladı. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü… Yetkileri olmayan MEB Bakanı orada oturuyor, bütün yetki Saray’da. Devletteki çürümüşlüğe bakın. 23 Mart’tan itibaren uzaktan eğitim başlayacak diye açıklandı. Dünyanın en iyisi Çin, ondan sonra da biz geliyoruz diye açıkladılar. Dünyadan ne kadar haberleri var şuna bakar mısınız. Sonuç, EBA’ya geçildi, 7 milyon 695 bin öğrenci EBA’ya ulaşamıyor. Öyle ya Çin’den sonra en iyisi biziz. Mizah konusu yapsanız abartı derler ama hayatın gerçeği bu. EBA’nın canlı kapasitesi 1 milyon öğrenci. Siz 15 milyon öğrenciyi eğitmeye kalkıyorsunuz. Erdoğan’ın gazıyla, dünyanın en mükemmel en gelişmiş devleti.

Gazetelerde görüyorsunuz. Tepelere çıkan öğrenciler acaba erişebilir miyiz diye. Erdoğan veriyor gazı dünyanın en gelişmiş devleti diye, bunlar da o gaza göre konuşuyorlar. 3 milyon 37 bin öğrencinin evinde interneti yok. Televizyonu olmayan evde EBA eğitimi yapmaya çalışıyorsun. Hiç düşündüler mi kaç çocuğun evinde televizyon var diye? Türkiye’nin her tarafı saray gibi değil. İstanbul’da bile sorunlar var.

TELEKOM’UN HARİRİ’LERE SATILMASI

16 Mart’tan bu yana bir tek derslik yapılmadı. Onlar için sadece bir şey var: Yurt dışındaki tefeciye o parayı nasıl denkleştirip vereceğim? 14 madde halinde iktidarı hiç eleştirmeden Milli Eğitim’de yapılabilecekleri saydım ama hiçbirini yapmadılar. Birinci sorum şu: Neden internet altyapımız yok, kim elinizden tutuyor? Rahmetli Özal Türk Telekom’u kurdu. Türk Telekom Keban Barajı gibi çok önemli bir yatırım. Bunu aldılar paramız varken Hariri ailesine sattılar. Hariri ailesi gitti Türk bankalarından kredi aldı, bunları verdiler, 5 kuruş para ödemeden aldılar. Hariri ailesi krediyi ödemeyi reddetti. Hariri ailesinden büyük kazık yediler, bu kazığı yiyenler şu anda Saray’da oturuyor. Altyapıyı yapması gerekenler yapmadı, banka borcunu ödemeden gittiler. Bunlara Müslüman denir mi? Ben buna isyan ediyorum. Altyapıyı yapmadılar.

ÇÖZÜM İÇİN EVRENSEL HİZMET FONU VAR

Evrensel Hizmet Fonu’nun bilgisayar alımında kullanılması lazım. Dünya Bankası’ndan 160 milyon dolar para alacaklar. Sosyo ekonomik durumu düşük olanlar, engelliler ve mülteciler için kullanılacak. Bu paranın kullanımının takipçisi olacağız. 793 bin evde bilgisayar yok. Neden bunların hiçbiri olmadı. Bir ülkeyi geri bırakmak için yapacağınız tek şey eğitim sistemini bozmaktır, başka bir şeye gerek yok. Siz interneti bile bağlayamıyorsunuz. Bazı çocukların EBA’dan haberi bile yok. Bazı ilçelerin tamamında internet bile yok. Bu bilgisayarlardan alınan KDV’nin kalması lazım. Ne zaman kalkar? O havuz medyası patronlarından biri iş yapar öyle kalkar. İhtiyaç sahibi olan ailelere ve öğretmenlere internetin ücretsiz olması lazım. Nereden karşılayacağız. Evrensel Hizmet Fonu var. Gerekirse mobil operatörlerle görüşülür. Devlet, ihtiyaç sahibi olan ailelere ve öğretmenlere ücretsiz bilgisayar vermek zorundadır. Sosyal devletin gereğidir. 21. yüzyılda bilgisayarı olmayan çocuk mu olur? Biz her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız. Gerekirse bize 5 ay maaş vermeyin. Sen küsür milyarlık vergi muafiyetini 1 kişiye sağlıyorsun.

Paylaş