Kılıçdaroğlu: Yönetilemeyen bir Türkiye var

Kılıçdaroğlu: Yönetilemeyen bir Türkiye var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir süre sonra Türkiye seçim gündemini konuşmak zorunda” dedi. “Yönetilemeyen bir Türkiye var, gittikçe ağırlaşan bir fatura var, bu faturanın altından kalkmak bu iktidarın yapabileceği bir şey değil” diyen CHP lideri, “Gittikçe ağırlaşan bir fatura var. Normalde, aklı başında bir yönetim seçime gitmek durumunda kalabilir” sözlerini kaydetti.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ı DEVA Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki lider toplantının ardından ortak basın toplantısı düzenlerken, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Burada konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, dövizdeki artışla beraber Türk Lirası’nın değer kaybına değinerek ekonomiye ilişkin sert eleştirilerde bulundu. “1 Ocak’tan itibaren 120 milyar dolarlık bir müdahale var. Kuru belli seviyede tutmak için. Bir ekonomi politikasından söz etmek mümkün değil. Rastgele adımlardan bahsediyoruz” diyen Babacan, “Paramızın değer kaybetmesi kötü yönetim sonucunda doğal. Çelişkilerle dolu ekonomi politikasından bahsediyoruz. Orta direk yıkılıyor” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bir gazetecinin görüşmeye ilişkin “İttifak gündemde mi?” sorusuna, “Bugün sadece ziyarete geldik. Herhangi bir ittifak görüşmesi ya da bir ittifak söz konusu olmadı. Seçim sathı mahaline girersek belki o dönem gündeme gelebilir. Bugün Türkiye’nin sorunlarına nasıl bakacağımızdır” diye yanıt verdi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin yaşadığı pek çok sorun görüşüldü. Düşüncelerimizi aktardık. Sayın Genel Başkan’a yürekten teşekkür ederim. DEVA Partisi kuruluş aşamasında, gerekli kongreleri yapıp siyaset dünyamızda yerlerini alacaklardır. Başarılar diliyorum” dedi.

DEVA Partisi lideri Ali Babacan da “Fikir alışverişinde bulunduk. STK’lar da başta olmak üzere basın üzerindeki baskılar ifade özgürlüğü üzerinde problem oluşturuyor. Yargı sistemimiz üzerindeki baskılar malum. Hukukun üstünlüğü ilkesi izlenmediği zaman kurallı ve ilkeli yönetimden bahsedemiyoruz.

Ekonomimizle ilgili sorunları büyük, gittikçe de büyüyor. Sağlıkla ilgili ciddi problemlerimiz var. Ülkemiz her alanda ciddi, sıkıntılı dönemden geçiyor. Ülkenin itibarı güçlü olmayınca ve yalnız kalınca ulusal çıkarlarımız her alanda zafiyet uğruyor. Partimizin kuruluş süreci ve teşkilatlanmamızla ilgili bilgi verdim. En kısa zamanda birinci büyük kongremizi tamamlayacağız. Hastalık sürecinde Sayın Genel Başkan birkaç kere arayıp, durumumu sordu. Onun için de ayrıca teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Erdoğan’ın o sözlerine tepki: İki yüzlülük!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Ekonomik sıkıntılar yaşayanlar için müminin görevi varlıkta şımarmamak yoklukta sabretmektir. Gerçek mümin acıyı bal eyleyendir” sözlerini değerlendiren CHP lideri, “Mümin, Türkiye’de yatağa aç giren çocuklar varsa sarayda oturmaz. Bir insanın söylemiyle eyleminin örtüşmesi gerekiyor. Söylemi ve yaşam tarzı örtüşmüyorsa orada iki yüzlülük vardır” dedi. Babacan da, “Yokluk karşısında sabredin demek bir hükümetin görevi değildir” ifadelerini kullandı.

Doğu Türkistan çağrısı

KIlıçdaroğlu, Doğu Türkistan çağrısıyla ilgili olarak, “Uygur halkına yapılan zulmü kabul etmiyoruz. MHP’nin Erdoğan’a çağrı yapması lazım” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu: Herhangi bir ittifak görüşmesi söz konusu değil

“Dostlarımızla birlikte iktidar olacağız” sözleri hatırlatılan CHP lideri, DEVA Partisi ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Dostlarımızla’ ile ne ifade ettiğimi açıklamıştım. Bugün sadece ziyarete geldik. Herhangi bir ittifak görüşmesi ya da bir ittifak söz konusu olmadı. Seçim sathı mahaline girersek belki o dönem gündeme gelebilir. Bugün Türkiye’nin sorunlarına nasıl bakacağımızdır.”

Kılıçdaroğlu: Gittikçe ağırlaşan bir fatura var

Kılıçdaroğlu ara seçim ihtimalinin olup olmadığına yönelik soruya şöyle yanıt verdi:

“Bir süre sonra Türkiye seçim gündemini konuşmak zorunda. Bir süre sonra Türkiye seçim gündemini konuşmak zorunda. Yönetilemeyen bir Türkiye var, gittikçe ağırlaşan bir fatura var, bu faturanın altından kalkmak bu iktidarın yapabileceği bir şey değil. Gittikçe ağırlaşan bir fatura var. Normalde, aklı başında bir yönetim seçime gitmek durumunda kalabilir.”

Kılıçdaroğlu: Döviz pik yapıyor, ülke yönetilmiyor

CHP lideri dolar kurunda yükselişi de şöyle değerlendirdi:

“Bu konudaki açıklamayı Sayın Babacan’a bırakarak, Erdoğan büyük bir ihtimalle faiz düşerse dolar da düşer demişti. Merkez Bankası Başkanını da görevden almışlardı. Bunu da görevden almak gerekebilir, faizi sıfırlasaydı, dolar düşebilirdi. Döviz pik yapıyor. Ülke yönetilmiyor. Fakirin fukaranın en çektiğini Erdoğan bilmiyor.”

Ali Babacan’dan yükselen döviz yorumu: Rastgele adımlar, kötü yönetim…

DEVA Partisi lideri Babacan da dolardaki yükselişi şöyle değerlendirdi:

“1 Ocak’tan itibaren 120 milyar dolarlık bir müdahale var. Kuru belli seviyede tutmak için. Bir ekonomi politikasından söz etmek mümkün değil. Rastgele adımlardan bahsediyoruz. Paramızın değer kaybetmesi kötü yönetim sonucunda doğal. Çelişkilerle dolu ekonomi politikasından bahsediyoruz. Orta direk yıkılıyor.”

Eski GATA Başhekim Yardımcısı Al Edizer’in, erkeklere boşanmak yerine iinci eşi alma çağrısında bulunmasıyla başlayan tartışmalarda tekrar gündeme gelen ‘tarikat yapılanlarına’ ilişkin liderler şöyle konuştu:

Kılıçdaroğlu: Devlette liyakat çok önemlidir. Türkiye’yi yöneten siyasal iktidarda liyakat yok. Bu devletin saygınlığına da gölge düşürüyor.

Babacan: Eğer konu devlet yönetimiyse, buradaki kriteriniz ehliyet ve liyakat olması lazım. Mülakat sisteminin kalkması gerektiğini düşünüyoruz. Ehliyet ve liyakata dayanmayan bir personel sisteminin bu ülkeyi çıkmaza götüreceği açık.

Öte yandan Kılıçdaroğlu Bahçeli’nin gündeme getirdiği AYM yapısının değişikliği çağrısına ilişkin de şöyle konuştu:

“Allah aşkına Türkiye’nin gündemi ne? Ya milyonlarca işsiz var ya. Devleti yönetemiyorlar. Km dokunsan ah işitiyorsun. Bunların deri AYM niçin? Gündem değiştirecekler. İstiyorsanız değiştirsin. Getirin Meclis’e. Bahçeli Anayasa Mahkemesi’yle uğraşacağına niye Uygur Türklerinin hakkını savunmuyor. Neden Erdoğan’a ‘Şu anlaşmayı imzalamazsan sana estek vermem’ niye diyemiyor? Körü körüne bağlılık olmaz. Deneme sınama yöntemiyle de devlet yönetilmez.”

Paylaş