Kılıçdaroğlu: Ne zamanki CHP iktidara yakındır, darbe söylemleri hep olur

Kılıçdaroğlu: Ne zamanki CHP iktidara yakındır, darbe söylemleri hep olur

Cumhuriyet Halk Partisi Kemal Kılıçdaroğlu, Yeniçağ gazetesinin YouTube kanalının canlı yayınında gazeteci Orhan Uğuroğlu’nun konuğu oldu. Kılıçdaroğlu gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Havuz medyasında ortaya atılan ‘darbe’ iddialarına yönelik açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Tamamen yapay bir gündem, sıkışmışlığın getirdiği bir şey. Ülkeyi yönetemiyorlar, vatandaş perişan vaziyette. Ne zamanki, CHP iktidara yakındır darbe söylemleri hep olur. Millet İttifakı ile beraber demokratik parlamenter sistemi getireceğiz.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şu şekilde:

“ERDOĞAN ANKARA’YI İÇİNE SİNDİREMEDİ, GÖZÜ İSTANBUL’DA”

Erdoğan öteden beri, Ankara’yı içine sindiremedi. Malı götürmek gibi, bütçeyi talan etmek gibi pek çok acı gerçekle karşı karşıya geldik. Erdoğan, Ankara’da olmayı sevmeyen, bütün gözü İstanbul’da olan biri. İstanbul’u nasıl talan ettiler, kendileri söyledi. “Biz İstanbul’a ihanet ettik’ dedi. Talan eden o, yandaşa talan ettiren o. İstanbul’a ihanet eden o. Sahilden Bakırköy’e giderken, deniz kenarından sanki surlarla çevrilmiş gibi büyük binalar yapıldı. Neredeyse deniz görünmüyor. O binalara içim sızlıyor. Biz Ankara’yı onurlu cumhuriyetin başkenti olarak yeniden güzelleştireceğiz.

Önce parlamentoyu kirlilikten, kayırmadan kurtaracağız. İsrafı önleyeceğiz, bu konuda ne gerekiyorsa yapacağız. Herkes fatura ödedi, herkes kendi ülkesini sevdiği için katlandı. Fatura ödemeyen bir kesim var, devletten dolarla garanti alanlar. Bunlar hiçbir fatura ödemedi, dolar yükseldikçe alacağı da arttı.

Devlette saydamlık… Vatandaşa, paranın hesabını vereceksin. Devlette her kuruşun hesabını vereceğiz.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ

Onu değiştirmek için ön hazırlık gerekiyor. Güçlü bir demokratik parlamenter sistem oluşturulacak. Bir dayatma kültürüyle değil, oturup tartışarak yapacağız. Demokratik parlamenter sistemi getirdiğimizde en çok da AKP’liler gelip oy verecek. En çok onların şikayetleri var.

“AKŞENER’İN ‘MEMLEKET MASASI’ ÇAĞRISINI DEĞERLİ BULUYORUM”

Akşener’in çağrısını çok değerli buluyorum. Aslında bu çağrıyı keşke önce Erdoğan yapsaydı. Buna hepimiz giderdik. Erdoğan, bu çağrıya büyük bir ihtimalle uymayacak zaten. Çağrıyı yapması gereken, ülkeyi buhrandan kurtarmak adına Meral Hanım yaptı. Ben bütün siyasi partilere çağrı yapmak isterim, parlamentoda olsun veya olmasın bütün siyasi partilerin başkanı olarak hepimiz Meral Hanım’ın çağrısına evet diyelim. Telekonferans ile bir araya gelebiliriz. Bazı çalışmalar yapabiliriz, bu süreçten nasıl çıkabiliriz, gücümüzü nasıl yeniden kazanabiliriz bunları konuşabiliriz.

“KAYINPEDER İLE DAMAT DEVLETİ KENDİ YÖNETİYOR”

Türkiye Cumhuriyeti çetesi rant çetelerine teslim edilemez. 3 banka yurt dışına dolar götürmeye başladı diye yasak getirdiler. Buna sebep olan kim, önleyecek olan kim? T.C. devletini Londra’daki bir faiz tefecisine teslim ettiniz diye yıllardır söylüyorum. İktidar bunalımda. Kayınpeder ile damat devleti kendi yönetiyor. Onlar dışında kimse bir şey bilmiyor. İkisi beraber memleketi nereye götürecek belli değil, freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağıya gidiyoruz.

S-400’LER

Parti sözcümüz, S-400’ler ne zaman aktive edilecek soruyor. Kovid-19 sebebiyle deniyor. Bununla ne ilgisi var? Türkiye’nin çıkarları neyse onu savunacağım. O kadar çok zorlandılar ki, paraya ihityaçları var. Para için ABD’ye gidip yalvaracaklar, diyecekler ki bize yardım edin. ABD “S-400’ler devre dışı tutacak mısın? Tutarsan vereceğim” diyecek. Erdoğan, S-400’leri aktive etmeyecek. T.C. devleti en modern hurdalığa ev sahipliği yapacak.

DARBE PLANI İDDİALARI

Demokrasiyi getireceğiz bu ülekeye. Bizim ordumuz yok, halkımız var. Halka gideceğiz. Darbelerde nasıl bedeller ödendiğini biliyoruz. Tamamen yapay bir gündem, sıkışmışlığın getirdiği bir şey. Ülkeyi yönetemiyorlar, vatandaş perişan vaziyette. Milyonlarca işsiz var, yüz binlerce insan evine kapandı. Sokağa çıkma yasağı geldi. Bunların hepsine evet diyorum, bu önlemler alınmak zorunda. Bu tabloya baktığımızda sıkışan bir yönetim var. Saray yönetimi var… Saray sosyetesinin keyfi yerinde. Ben fakir fukaranın sofrasıyla ilgiliyim. Dolayısıyla, onlar ne derse desin, onların tamamen dışında. Onlar darbeyi önleyecekse, Hulusi Akar’ı alsın yerine başka birini getirsin. Darbeyi kim yapar, ordu yapar. Ne zamanki, CHP iktidara yakındır darbe söylemleri hep olur. Millet İttifakı ile beraber demokratik parlamenter sistemi getireceğiz.

ERKEN SEÇİM

Erdoğan’ın siyasetten anladığı konusunda ciddi endişelerim var. Önündeki büyük engelleri yok etmek olarak anlıyor siyaseti. Dolayısıyla bizim anladığımızla Erdoğan’ın anladığı farklı. Saray’a çekildikten sonra, halkın iradesine güvenmiyor. Yargıdaki elemanları ile halkın iradesini de yok edebiliyor.

Erken seçim yapar mı, kendisi karar verecek zaten. Biz yarın sabah erken seçim olacakmış gibi çalışıyoruz zaten.

Bahçeli diyebilir ki, “Yeter yok artık, ben destek vermiyorum. Ülke felakete gidiyor, ekonomi felakete gidiyor, vatandaşın hakemliğine başvuralım, gerekirse erken seçim olsun”…

Üç hilalin vakti geldi demek, sandığı göstermektir. Ama süratle bu düzeltildi. Berat Albayrak’a verilen destek, önemli. Albayrak’ın bu ülkenin ekonomisine neler yaptığını hepimiz biliyoruz, bütün bu günahların sorumlusu onlara destek verenlerdir. Bu memlekette ne yapıldıysa bu süre içinde, Cumhur İttifakı’nın diğer aktörü de yapmıştır.

CHP’Lİ BELEDİYELERİN YARDIMLARININ ENGELLENMESİ

Beş tane maske dağıtamayan iktidara iktidar mı denir. Beş tane maske ya… Maske bu ya, fabrikadan alıp vatandaşa vereceksin, vatandaş evde oturuyor. Bu kadar beceriksiz bir yönetimle karşı karşıyayız. Rantı devşirme konusunda uzmanlar, vatandaşa hizmet konusunda değiller. Rant konusunda kimse ellerine su dökemez. Bizim belediyelerimizde de hizmette su dökemezler.

Hangi engel çıkarsa çıksın belediyelerimiz yardıma devam edecektir. Fakir aileleri çıkardı, onlara nasıl yardım yaptığını anlattı. İnsanda biraz utanma olur, yoksulluk onun kaderi değil. 18 yılda yatağa çocuklar aç giriyorsa, bu senin sorunundur. Aspesli boruların değişmesi lazım, işin can damarına gidiyor, Ankaralı temiz su içsin diye, izin vermiyorlar.

Fakirlerde bile ayrım yapıyorlar. Hiçbir ayırım yapmadan, bizim belediyelerimiz yoksulsa götürecek yardım paketlerini verecek. Siyasetin öznesi insandır, yandaş değildir. İnsanları ayırırsanız, insanları kutuplaştırırsanız olmaz. Su borusu değişecek, “Hayır” diyor, “Ankaralı su temiz su içmesin.”

FATURA ZAMMI

Türkiye güçlü bir ülke, kaynakları olan bir ülke. Bütün mesele, gücünü sorunu çözmeye kanalize etmiyor. Gücünü belli çevrelere rant dağıtmaya kullanıyor.

Çiftçilerin bir sürü derdi var, ne verildi onlara? Bari bir yıl süreyle faizlerini erteleyin dedik. Alacağı da var kanuna göre, onu da alamıyor. Saray hükümetinin içeride ve dışarıda bir güven sorunu var. Ne içeride, ne dışarıda kimse güvenmiyor. Kayınpeder-damadın yönetimine kimse güvenmiyor. Vatandaş artık görmeye başladı, Erdoğan’ın da AKP’nin de oyları düşmeye başladı. Güven veren bir iktidara ihtiyacımız var, vatandaşı kucaklayan bir iktidara ihtiyacımız var.

Vatandaşın sırtından tasarruf olmaz. 13 uçağın var 13, olduğu yerde yatıyor orada.

SEVDA NOYAN’IN TEHDİTLERİ

Şöyle, Saray yönetiminde tek adam rejimi var. Yargıyı kontrol ediyor, medyayı da kontrol etmek istiyor. Bu kadını, tartışma konusu yapmak bana göre yanlış. Bir zihniyeti tartışmak gerek. Darbe girişimine karşı parlamentoya ilk gidenler CHP milletvekilleridir. Özgür Özel yoldan dönmüştür, Özgür Özel parlamentoda konuşma yaparken üstünde ceketi yoktur, bir AKP milletvekilinin ceketini giyerek Meclis kürsüsüne çıkmıştır ve darbe girişimini kınamıştır. Kurşunlar yağarken, bomba atılırken orada CHP milletvekilleri vardı. Bunlar yetiştirilmiş insanlar, bunlar özgürce rahatça sorgulayan bir şekilde düşünmeyen insanlar. Bunlar televizyonlara gündem değiştirmek adına çıkarılıyorlar. FETÖ zamanında FETÖ’nün tv kanallarında program yapanlar, paralar alanlar her türlü imkanları sağlananlar… Bunlar şimdi çıkmış darbe çığırtkanlığı yapıyorlar. Bunları ciddiye almamak lazım, beni üzen bunları ciddiye alıp havuz medyasının bütün televizyon kanallarında darbe üzerinden program yapmaları. Millet işsiz. 20 bin öğretmen ataması yapılıyor, aylık alamıyor. 17 milyon insan işsiz, evde. Bir kısmına kısa çalışma ödeneği verdiler, bir kısmına başka bir yerden bi şeyler veridler. Bunlar tartışılması gerekirken aldılar konuyu darbeye getirdiler.

BU HÜKÜMET VATANDAŞIN HÜKÜMETİ Mİ, TEFECİLERİN HÜKÜMETİ Mİ?

İşsizlik Sigortası Fonu’nun amacı, çalışan işçi işsiz kaldığında açlığa mahkum etmemek. 131 milyar var orada, 131 milyar liradan işsiz kalana ne kadar gitti? Kısa çalışma ödeneği… Onu da herkes alamadı. Ocaktan martın sonuna kadar, Saray hükümetinin 3 ayda harcadığı para 668 milyar lira. Devletin kullandığı para, bunun içinde borçlanma da var dolar da var. 4.4 milyar lirasını, bir sefere mahsus fakire vereceğim dedi. 1500 lira yapacağım dedi en düşük emekli aylığını. Faizciye ne ödendi biliyor musunuz, 138 milyar lira. Tefecilere 138 milyar, fakire 4.4 milyar. Bu hükümet vatandaşın hükümeti mi, tefecilerin hükümeti mi?

NORMALLEŞME SÜRECİ

Bilim Kurulu’nun aldığı kararlara uymamız lazım, ben doktor değilim siz de değilsiniz. Karar verecek olan Bilim Kurulu. Burada bir yanlışımız var, oradan bir sözcü seçilmesi lazım, açıklama yapması lazım… Bilim Kurulu’nun hangi kararları aldığını biz bilmiyoruz. Erdoğan biliyor, bakanlar biliyor, Bilim Kurulu üyeleri biliyor. Bilim Kurulu bir karar alıyor, bir kısmına uyulmadığı yönünde haberler var.

Diğer ülkelerde başbakanlar, cumhurbaşkanları açıklama yapmıyor. Bu konudaki ilgili kurum yapıyor. Şimdi siz AVM’leri açıyorsunuz, tamam güzel açtınız AVM’leri. Niye açıyorsunuz? Hekimler arasında görüş ayrılığı var. Ben bilmiyorum, eğer deniyorsa AVM’ler açılabilir, maçlar başlayabilir. Çıkar Bilim Kurulu sözcüsü açıklamayı yapar. Eğer yanlışıklık olursa Bilim Kurulu’na çıkarırız faturayı.

Üniversite sınavları ertelendiğinde hiçbir şey olmadı. Aileler, çocuklar planını ona göre yaptı. Sonra Turizm Bakanı çıktı dedi ki oteller boş kalacak çalıştırmamız lazım 20 Temmuz değil hazirana almamız lazım. Sağlık Bakanı’nın karşı çıktığına, Bilim Kurulu’nun karşı çıktığına inanıyorum. Erdoğan’a sordular, Erdoğan da 20 haziran dedi. Önemli olan insan değildir, paradır dedi. Öğrenciler aileler isyan halinde. Bu kadar düzensizlik hiçbir ülkede olmadı.

Bilim Kurulu var doğru, ama Bilim Kurulu’nun neleri söylediğini biz bilmiyoruz.

Şimdi maçlar olsun olmasın mı. Ben doktor değilim, Kovid-19’un bulaşıcı olduğunu biliyoruz. Çocukların gençlerin de hayatını kaybettiğini biliyoruz. Bilim kurulu varsa, önlemler o doğrultuda alınmalı.

ATATÜRK HAVALİMANI’NA YAPILAN SAHRA HASTANESİ

Sahra hastanesi ne zaman gündeme geldi, bizim Adana Büyükşehir Belediyesi sahra hastanesi yapmaya başladığında. Geçici hastane demektir bu, 24 saatte yapılır. Bir süre sonra gerek kalmaz sökülür. Kendisi sahra hastanesi yaptığını söyledi, sonra baktık ki sahra hastanesi değil. Niyet başka, birilerine para aktaracaklar. Bu sahra hastanesi değil, birilerine para aktarmak adına başvurulan bir yol. Burası pekala pandemi hastaları için kullanılabilirdi. Pistleri bozdular bir şeyler yaptılar. Yapılan boşu boşuna, yeni bir kaynak israfı. Sırf Zeydan Karalar’a nispet olsun diye yaptılar. Dünya kadar para harcadılar. Hiçbir şey bilmiyoruz, bir şeyler yapıyorlar.

GAZETECİLERE MESAJ

Gazeteciler, bizim bildiğimiz, bize söylenen, gazetecilerin onların örgütlerinin bize aktardığı şu; gazeteci kalemini satmaz. Gazeteci kalemini kiralamaz, gazeteci yazamıyorsa, talep üzerine yazı yazmıyorsa o zaman kalemini kırar. Gazetecilik kamu görevidir, halk adına yazar, millet adına yazar. Yani milletin, sesi kulağı gözü gazetecidir. Gazeteci ne yapar, gücü denetler. Yanlış mı yapıyor doğru mu yapıyor. Doğru yapıyorsa tamam, yanlış yapıyorsa oturur yazar ve yanlışı niçin yaptıklarını da sorgular.

SERİK’TEKİ RÜŞVET İDDİALARI

Antalya Serik’te 500 bin lirayı kim aldı? Belediye Başkanı çıktı, iki bakan var orada, vali var orada, MHP milletvekili var orada, AKP milletvekili var, diğer belediye başkanları var orada. MHP’nin, AKP’nin il ve ilçe başkanları var. Hepsinin yüzüne bakarak, “500 bin liralık rüşveti kim aldı” ve dönüp de Turizm Bakanı’na “Eğer bu konuda bir şey yapmadıysanız yazıklar olsun size” diyor. İçişleri Bakanı’nı çağıracağım diyor. İçişleri Bakanı’ndan ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Saray sosyetesinden ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Ama yolsuzlukları yazdı diye Murat Ağırel hapiste mi? Hapiste. Doğru haber yaptı diye Barışlar içeride mi? İçerde. Doğru habere tahammül edemiyorlar. FETÖ döneminde de olmuştu, aynı taktikleri kullanıyorlar.

Paylaş