Kılıçdaroğlu: Adaletle değil baskıyla Türkiye’yi yöneten bir anlayışla karşı karşıyayız

Kılıçdaroğlu: Adaletle değil baskıyla Türkiye’yi yöneten bir anlayışla karşı karşıyayız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Adaletle değil baskıyla Türkiye’yi yöneten bir anlayışla karşı karşıyayız. Bir uyuşturucu bataklığı var. Daha acı olan ise uyuşturucu baronları ile siyasal iktidarın işbirliği. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç yaşamamıştı” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bolu’da CHP TBMM Grubu 27. Dönem 4. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun satır başları şöyle:

Her zaman övündüğüm bir aile var Cumhuriyet Halk Partisi ailesi. Tasada ve kıvançta birlikteyiz. Dolayısıyla sizlerle böyle bir tatil gününde birlikte olmak benim için bir mutluluk.

Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, Milli Görüş hareketinin önemli isimlerden sayın Oğuzhan Asiltürk dün vefat etmişti. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekanı cennet olsun.

Güzel bir yerdeyiz. Doğa harikasının olduğu bir yerdeyiz. Türkiye’nin bütün güzellikleri içinde sıkıntılar yaşıyoruz. Türkiye bir sorunlar yumağı ile karşı karşıya. Eğer siyaset kurumu sorunun kaynağı değil de sorunu çözen bir unsur olarak ortaya çıksa belki böyle acı bir tablo ile karşı karşıya kalmayacağız.

Adaletle değil baskıyla Türkiye’yi yöneten bir anlayışla karşı karşıyayız. Bir uyuşturucu bataklığı var. Daha acı olan ise uyuşturucu baronları ile siyasal iktidarın işbirliği. Böyle bir tabloyu Türkiye hiç yaşamamıştı. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Bir tweet attı diye kişinin evini basıp karakola götürüyorsunuz bir sorun var demektir.
AİHM ve Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan bir yargı düzeni varsa ciddi bir sorunumuz var demektir.

‘Milyonlarca kişi açlık sınırının altında bir gelirle geçinmeye çalışıyor’

Milyonlarca kişi açlık sınırının altında bir gelirle geçinmeye çalışıyor. Dört beş yerden aylık alanlar var. Artık insanlar korku endişelerini de aşmış durumdalar. Hayat pahalılığı aldı başını gidiyor. İşsizliğe bakıyorsunuz rekor seviyede. Akademik dünya artık Türkiye’de derin yoksulluk araştırması yapıyor. Faturalarını ödeyemeyen milyonlar var.

2014’den bu yana kişi başına düşen milli gelir sistematik olarak düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir tablo hiç olmadı. Türkiye aslında yönetilmiyor, günlük kararlarla yönetiliyor. Plan yok. Daha ağır, ciddi tablolar çıkacak önümüze. İğneden ipliğe her şeye zam geleceğini herkes biliyor artık. Bu zamların sorumlusu kim? Bu dertleri başımıza açan kim bunu sormak zorundayız.

Son üç haftada 260 milyar liralık ek yük getirildi milletin sırtına. Bu parayı saray mı, sarayın beslemeleri mi, beşli çete mi ödeyecek yoksa 83 milyon mu ödeyecek?

Yolsuzluğun bu kadar meşrulaştığı bir süreç hiç yaşamadık. Yolsuzluğu meşrulaştıran kim? Bunu sormak zorundayız.
Yapacak çok işimiz var. Vatandaşlarla yaptığım toplantıda ‘Ben sizin oyunuza değil sorunlarınız talibim’ diyorum. Çünkü bu ağır yükü ortadan kaldıracak, sağlıklı ve tutarlı politikacıları ortaya koyacak partinin adı CHP. Biz bunu yapacağız, yapmak zorundayız. Tarihin bize yüklediği böyle bir sorumluluk var. Onlar sorunlardan kaçıyorlar ama biz sorunlara talibiz. Daha gelişmiş bir ülkede yaşamak istiyoruz.

‘Buradan elektrik şirketlerine de iki sözüm var’

CHP milletvekilleri olarak göz göre göre insanlarımızın uçuruma savrulmalarına izin vermeyeceğiz. Freni patlamış bir kamyonda hep beraber yokuş aşağı gidiyoruz. Biz uçuruma savrulmasına izin vermeyeceğiz halkımızla beraber çözeceğiz. Aldığımız her kararın tarafları ile konuşacağız. Buradan elektrik şirketlerine de iki sözüm var. Zam hazırlığı yapıyorlar. Onları uyarmak bizim ortak görevimizdir. Milletin sırtına çökmeye çalışırsanız, elektriğe zam yapmaya kalkarsanız bunun bedelini ödeyeceksiniz. Yarın iktidar olduğumuzda bunun hesabını soracağız. En pahalı elektriği kullanıyoruz.

Her şeye zam yağmuru. Bundan vatandaşı birlikte kurtarmamız lazım. Tarihin bize yüklediği bir sorumluluk var. Bunun bilinci ile hareket etmek zorundayız. Vatandaşla doğrudan ilişkilerde fazla akademik bir dille anlatmamak zorundayız. Biz onların derdini dile getirirken aynı zamanda o sorunu nasıl çözeceğimizi de onlara anlatmak zorundayız.

Türk Lirası’nın dikiş tutmadığı, binlerce çocuğun yatağa aç girdiği, çiftçinin perişan olduğu tablo ağır bir tablo. Bu tabloyu devralmaya hazırız. Kaderine terk edilmiş aç ve yoksul yüz binler var. Oralarda yaşanan dramın tanığı olduk. O insanların iyi koşullarda yaşaması için CHP’ye ihtiyaç var. Sofralar dolu değil. Her evde bereketin, huzur olması sorumluluğu bizim sırtımızda.

Emekli kardeşlerim unutmasınlar, iki maaş ikramiyeyi söke söke aldık. Öyle bir sistem getirmişler ki ne kadar priminiz varsa o kadar az aylık alıyorsunuz. Bu sorumluluğu da alıyoruz. Kim ne kadar çok prim öderse o kadar çok aylık alacak.

Bu topraklarda hiç kimsenin acı çekmesini istemiyoruz. Devralacağımız sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu bilin diye anlatıyorum. Sıradan bir iktidar değişikliği olmayacak, bu değişim devasa bir sorumluluğu omuzlarına alıp Türkiye’yi aydınlığa çıkarmak için mücadele etmek demektir. Ağır bir sorumluluğu üstlenmeye hazırız.

Paylaş