Erdoğan: 81 ilde mevcut uygulamalar sürecek

Erdoğan: 81 ilde mevcut uygulamalar sürecek

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınına ilişkin Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu risk haritasında değişime gidilmediğini ve 81 ilde kısıtlamaların mevcut haliyle devam edeceğini açıkladı. Erdoğan, “Milletimizin yeni normalleşmenin ilk heyecanıyla kurallara riayet konusunda yeterli dikkati gösteremediğini düşünüyorum. Bundan sonra çok daha bilinçli ve dikkatli davranarak bu meselenin üstünden hep birlikte geleceğiz” dedi.

Kabine toplantısının ardından açıklama yapan Erdoğan, iki hafta öncesine göre Türkiye genelinde yaşanan vaka artışına rağmen risk haritasında değişiklik yapılmadığını söylerken, “Kimi illerimizde görülen vaka yükselişlerine rağmen bu artışın hastaneye yatış, yoğun bakım ve entübe sayılarına sınırlı şekilde yansımasını sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Aşılama yaygınlaştıkça mücadelenin daha etkin hale geldiğini görüyoruz. Tüm bu verileri göz önüne alarak bugünkü toplantımızda şehirlerimizdeki mevcut uygulamayı bir süre daha sürdürme ve gelişmeleri yakın takip etme kararı aldık” ifadesini kullandı.

Erdoğan, açıklamasının büyük bölümünde salgın yönetiminde hükümetin aldığı kararları hatırlatırken, Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) uygulamasının mart ayı sonunda bitirildiğini belirtti. Erdoğan, “Bu desteklerle milletimizin her kesiminin salgın dönemini en az zararla atlatmasını temin etmeyi amaçladık. Her bir ferdin yanında olmak en başta yer alan görevimizdir ama asıl olan temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet ederek, aşılamayı hızlandırarak salgın sonrasına hazırlanmaktır” dedi.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını 5’e 10’a katlayan hizmetlerle ülkemizi bugüne getirdik. Türkiye’nin potansiyeli ve gücü çok daha fazlasına müsaittir, hedeflerimiz de bunu gerektiriyor. Bilhassa son 7-8 yıldır ülkemizin önünden hiç eksilmeyen siyasi, sosyal, ekonomik tuzaklar bize büyük ve güçlü Türkiye’nin önemini tekrar tekrar göstermiştir. Bu saldırıların gerisindeki sinsi niyetlerden birinin de Türkiye’yi tekrar kendi içine kapatarak enerjisini ve vaktini boşa harcayan bir ülke haline oluşturmak olduğu açıktır. Terör örgütlerinden kimi uluslararası kuruluşlara kadar bu senaryoda kullanılan oyuncuları birer birer devre dışı bıraktık. Milletimizin birlik ve beraberliğini güçlendirirken, sınırlarımızı güvenlik altına alacak adımları da cesaretle attık.

“Gençlerimize üzerinde 2053 vizyonlarını inşa edebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye’yi miras bırakmakta kararlıyız. Yeni reform programlarıyla milletimizin huzuruna çıkıyoruz. İnsan Hakları Eylem Planımızı daha önce açıklamıştık. Geçtiğimiz cuma günü de ekonomideki reform programımızı da paylaştık. Türkiye’nin istihsal mücadelesini en az istiklal ve istikbal mücadelesi kadar önemli görüyoruz. Ülkemizi 2002 yılından beri istikrar ve güven içinde büyütmenin gayretleri içindeyiz. Reform programımızı her alanda olduğu gibi ekonomide de istikrarı ve güveni sağlamlaştıracak adımlarla teçhis ettik.

“Türkiye’yi salgınla birlikte hızlanan yeni küresel siyasi ve ekonomik düzende hakettiği yere çıkartmakta kararlıyız. Reform programlarımızı bu hedefi kolaylaştıracak ve hızlandıracak şekilde hazırlıyoruz. Ülkemizin hayrına olan her iş gibi reformlarımızı da kör bir husumetle sabote etmeye çalışanları milletimizin takdirine havale ediyoruz.

“Covid-19 virüsünün ülkemize de sirayet etmesinin üzerinden 10 Mart tarihi itibariyle tam bir yıl geçti. Bu virüs 192 ülkede 2 milyon 700 bin insanın hayatına mal oldu. Ülkemizde virüs tespit edilen 2 milyon 900 bine yakın vatandaşımızdan 29 bin 500’ü hayatını kaybetti. Bu dönemde büyük bir fedakarlık sergileyerek virüse karşı en ön cephede yer alan tüm sağlık çalışanlarımıza ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Salgının zirve yaptığı aylarda dahi sağlık sistemimiz vatandaşlarımıza hizmet etmeyi sürdürdü. İnsanların hastane kapılarından geri çevrildiği, doktorların hasta seçmek zorunda kaldığı vahim sahnelerin hiçbiri hamdolsun ülkemizde yaşanmadı. Son bir asrın en büyük sağlık felaketi olarak nitelenen salgın karşısında devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Bilim Kurulu’muzun değerlendirmeleri ışığında aldığımız kararları en hızlı ve en etkin şekilde hayata geçirdik. Salgın döneminde birçok ülkede görülen sıkıntıların ve güvenlik zaafiyetlerinin hiçbirine Türkiye’de şahit olunmadı. Salgın, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kriz yönetme kapasitesinin yanında yatırımlarımızın da önemini gösterdi. Şehir hastaneleri salgın döneminde kritik rol üstlendiler.

“Salgın döneminde sağlıktan eğitime, ekonomiden sosyal yardımlara kadar her alanda attığımız ilave adımlarla ülkemizin altyapısını daha da güçlendirdik. Filyasyon ve izolasyon takip sistemini HES dediğimiz uygulamayı hayata geçirdik. Yükseköğrenim yurtlarımızın bir kısmını karantina merkezlerine dönüştürdük. Bu sayede yurtlarımızda 122 bin insanımıza hizmet verdik. gelişmiş ülkeler maske sıkıntısını bile aşamamışken biz yerli solunum cihazımızı üreterek 20 ülkeye bu cihazları ihraç ettik. Dünyada aşı uygulamasını başlayan ilk ülkeler arasındayız. Bugün itibariyle yapılan aşı sayısı 11 milyon 500 bine ulaştı. Aşılama sıralamasında dünyada 5. durumdayız. Çalışmaları süren yerli aşımız hazır hale gelene kadar yurt dışında aşı tedariğini sürdüreceğiz.

“İnsanların haftalar boyu eve kapandığı günlerde eğitim öğretime devam etmek ayrı bir önem kazanmıştır. Hazırlıklarımızı hızla tamamladığımız. EBA TV yayınıyla uzaktan eğitime geçtik. İçerik üretiminde binden fazla öğretmenimizin görev aldığı sistem üzerinden 12 bin 500 saat yayın yapıldı. Yüz yüze eğitimi ise 15 Şubat 2021 itibariyle kademeli olarak yeniden başlattık.

“Bu dönemde, öğrenim ve katkı kredisinin bazı taksitlerini 3 ay süreyle erteledik. Sosyal koruma kalkanı programıyla vatandaşlarımıza doğrudan aktarılan kaynağın toplam tutarı 56 milyar lirayı aşmıştır. KÇÖ’nün kapsamını genişlettik, şartlarını kolaylaştırdık. Bu dönemde 3,7 milyon çalışanımıza 30 milyar lirayı bulan tutarda KÇÖ ödemesi yaptık. Bu uygulamayı mart sonunda bitiriyoruz. Şartları KÇÖ almaya yetmeyen ve ücretsiz izne çıkarılan 2,5 milyon çalışanımıza 10 milyar liraya yakın nakdi destek ödedik. İşsizlik ödeneği kapsamında 1 milyon kişiye 5,5 milyar lira ödeme gerçekleştirdik. İstihdamdaki sürekliliği temin etmek amacıyla 2 aylık telafi çalışma süresini 4 aya çıkardık. Salgının başından itibaren verdiğimiz teşvik ve desteklerin tutarı 80 milyarı buldu. 1,3 milyon işyerinin toplam 40 milyar lira prim borcunu 6 ay süreyle erteledik. Covid-19 test, tedavi ve bakım hizmetleri için sağlık sigortası kapsamında karşıladığımız ödenekler 7,8 milyar lirayı aştı. Biz Bize Yeteriz Türkiyem milli dayanışma kampanyamızla 2 milyar lirayı aşkın yardım topladık ve bu yardımları ihtiyaç sahibi ailelere takdim ettik.

“Salgının etkilerinin azlatılması için hazırladığımız ekonomik istikrar kalkanı paketini 18 Mart 2020’de kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu paketin kapsamını zaman içinde sürekli güncelledik. Borç ertlemelerinden yeniden yapılandırmalara, kredi ve teşviklerde karşılıksız hibelere kadar pek çok destek programıyla salgından olumsuz etkilenen tüm kesimlerin yanında olduk. Belirlenen esnaf ve sanatkarımıza aylık bin lira destek ödemesi yaptık. İşyeri kira olan esnaflarımıza büyükşehirlerde 750 lira, diğer şehirlerde 500 lira destek ödemesinde bulunuyoruz. Başvurusu kabul edilen esnaf ve sanatkarlarımızda 2 milyar 80 milyon lirayı tutan ödeme yapılmaya devam ediliyor. Gelir kaybı desteğine yapılan başvuruların da 975 ine yakını onaylandı. Ciro kaybı başvurularının değerlendirme sürüyor. Mücbir sebep hali ilan edilen 24 Mart 2020’den itibaren KDV ve prim ödemelerini 6 ay süreyle erteleme imkanı sağlamıştık. Bu imkandan 2 milyondan fazla mükellef yararlandı. KDV oranını kimi sektörde yüzde 18’den yüzde 8’e, kimi sektörlerde yüzde 8’den yüzde 1’e indirdik. Geçtiğimiz yıl 985 bin esnaf ve sanatkarımız toplam 42,6 milyar lira tutarında faiz destekli kredi kullandı. Salgının ilk gününden itibaren milletimizin gıda güvenliği ve tedariğinde en ufak aksaklık oluşmasına müsade etmedik. Çiftçilerimize finansman desteği sağladık. Çiftçilerimizi 9,3 milyar lira hayvancılık destek ödemesi, 12,6 milyar lira bitsiler destek ödemesi yaptık. bu yıl yapacağımız destek ödemesi tutarı 24 milyar liradır. Su ürünleri yetiştiriciliği, mesire yerleri, milli park ve tabiat parkları kira ödemelerini erteledik. Yüzde 75’i hibe olmak üzer toplam 6 bin 100 ton tohumu tarlasını ekmek için bekleyen çiftçimize ulaştırdık. Hazineye ait tarım arazilerini kullanan 18 bin çiftçimizin 3 aylık ödemelerini 3 ay süreyle erteledik. Kültür ve sanatta özel tiyatrolara 35,8 milyon lira, sinema sektörüne 89 milyon lira destek aktardık. Müzik sektöründeki 30 bin 770 başvuru sahibine 4 ay, ayda bin lira olmak üzere destek sağladık. Turizmde 16 milyon ziyaretçiyle dünya ortalamasına en az daralma yaşayan ülkelerden biri olduk.

“Bazı hükümlülere Covid-19 izni vererek salgının cezaevinde yayılmasının önüne geçtik. Tedbir almak kadar uygulamasını denetlemek de önemlidir. Sokağa çıkması kısıtlanan, tek başına yaşayan ya da herhangi bir yakını olmayan 65 yaş ve üstü vatandaşlarımıza yardım için vefa sosyal destek grupları kurduk. Kamu personeli, STK gönüllüleri ve gençlerimizden oluşan 145 bin kişi görev yaptı. 65 yaş üzeri vatandaşlarımızda 9 milyonu aşkın talep yerine getirildi. Ekiplerimiz 3 milyonu aşkın haneyi ziyaret ederek yalnız olmadıklarını hissettirdi. İzolasyona tabi kişilere yönelik 31,5 milyona yakın denetim gerçekleştirildi.

Yatırımları da durdurmadık. 463 km otoyolu, 551 km bölünmüş yolu, 43 km’yi bulan 352 büyüklü küçüklü köprüyü, uzunluğu 75,5 km’yi bulan 45 tüneli hizmete açtık. Arasında Ankara-Niğde otoyolu, Kuzey Marmara Otoyolu’nun bir bölümü gibi önemli projeler yer alıyor.

“Salgının başından bu yana 142 ülkeden 100 bini aşkın vatandaşımızı Türkiye’ye getirerek aileleriyle buluşturduk. Tahliye uçuşlarıyla 5 bin 500’den fazla yabancının evlerine dönebilmesini sağladık. Türkiye üzerinden evlerine dönmek isteyen 38 bin insana yardımcı olduk. Talepte bulunan 157 ülke ve 12 kuruluşa tıbbi yardım ve destek sağladık. Virüsün sosyal ve ekonomik etkilerini azaltmak için 63 projeye 39 milyon lira kaynak aktardık. Teknoloji geliştirme bölgeleri ve AR-GE merkezleri girişimcilerimize kira muafiyeti imkanı getirdik.

“Bu desteklerle milletimizin her kesiminin salgın dönemini en az zararla atlatmasını temin etmeyi amaçladık. Her bir ferdin yanında olmak en başta yer alan görevimizdir ama asıl olan temizlik, maske, mesafe kurallarına riayet ederek, aşılamayı hızlandırarak salgın sonrasına hazırlanmaktır. Geçtiğimiz kabine toplantımızda şehirlerimizi vaka, hastane kapasitesi ve aşılama gibi kriterlere göre sınıflandırmıştık. Her sınıftan hangi adımların atılacağını da açıklamıştık. Yeni tedbirleri sizlerle paylaşırken, şehirlerimizin tedbirlere uyma derecesine göre hangi sınıfta yer alacaklarına kendilerinin karar vereceklerini söylemiştik. Bakanlığımız salgının illerimizdeki seyrini yakından takip ediyor.

“Kimi illerimizde görülen vaka yükselişlerine rağmen bu artışın hastaneye yatış, yoğun bakım ve entübe sayılarına sınırlı şekilde yansımasını sevindirici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Aşılama yaygınlaştıkça mücadelenin daha etkin hale geldiğini görüyoruz. Tüm bu verileri göz önüne alarak bugünkü toplantımızda şehirlerimizdeki mevcut uygulamayı bir süre daha sürdürme ve gelişmeleri yakın takip etme kararı aldık. Milletimizin yeni normalleşmenin ilk heyecanıyla kurallara riayet konusunda yeterli dikkati gösteremediğini düşünüyorum. Bundan sonra çok daha bilinçli ve dikkatli davranarak bu meselenin üstünden hep birlikte geleceğiz. Tedbirlere uymamamız halinde yeniden kısıtlamaların, yasakların gelmesinin kaçınılmaz olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.”

Paylaş