Kılıdaroğlu: Sizin duvarlarınız vız gelir bize, hepsini halledeceğim

Kılıdaroğlu: Sizin duvarlarınız vız gelir bize, hepsini halledeceğim

CHP’nin Mersin’de erken seçim çağrısıyla gerçekleştireceği miting öncesinde halk alanda toplanmaya başladı. Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet alana giriş yaptı.

CHP’nin mitingi öncesi Mersin ve çevre illerde geniş kapsamlı çalışmalar devam ediyor. Halk, miting alanında toplanmaya başladı.

Partinin Grup Başkanvekili Özgür Özel, miting alanında açıklamalarda bulundu.

Özel, şu ifadeleri kullandı:

“Bulundukları koltuklarda işgalci pozisyonundadırlar. Milletten kaçmaktadırlar. Gerçek hakem millettir. Bu vakitten sonra kendilerine güveniyorlarsa sandığın gelmesi ve hakemin kararı vermesi gerekmektedir. Sandıktan kaçmanın bir maliyeti vardır. O fatura seçimde çok daha ağır bir şekilde karşılarına çıkar.”

Çiftçi Naile Uyanık: Şu anda köylü aç

Mitingde kürsüye çıkan çiftçi Naile Uyanık, “İlaçlarımızı alamıyoruz. Bu sene bırakmak zorundayız bahçelerimizi. Şu anda köylü aç” dedi.

Kılıçdaroğlu alana giriş yaptı

Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet alana giriş yaptı. Şehitler için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi.

CHP’li Ağbaba, miting alanından paylaştı: Mersin hazır, miting alanı hınca hınç dolu

CHP’li vekil Veli Ağbaba, miting alanından yaptığı paylaşımda, “Miting alanı hınca hınç dolu. Milletin sesi Mersinde’n tüm Türkiye’ye yayılacak. Umudun Meydanı’nda Kılıçdaroğlu birazdan mitinge başlayacak” ifadelerini kullandı

‘Geçinemiyorum’ diyen kadın: Torunum işsiz, hırsızlık mı yapayım?

Miting alanında CHP’li yetkililerle konuşan bir kadın ‘Geçinemiyorum’ diyerek torununun işsiz olduğunu söyledi. Kendisine mikrofon uzatılan kadın, “Torunum işsiz, hırsızlık mı yapayım?” dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu: Bizim kitabımızda umutsuzluk yok

“Herkesin şunu çok iyi bilmesini isterim bizim kitabımızda umutsuzluk yok. Az önce kardeşlerim konuştu, içim dağılarak izledim. 21. yüzyılın Türkiye’si bu durumu hak ediyor mu? İki üniversite bitiren işsiz geziyorsa bu ayıp kime ait? Umutsuzluğa yer yok, bütün sorunları çözeceğim. (Tayyip istifa sloganlarına) Onun istifa etmesine gerek yok onu göndereceğiz, edeple göndereceğiz. Geliyor gelmekte olan ama birileri de gidecek ve göndereceğiz onları.

“Sizin duvarlarınız vız gelir bize, hepsini halledeceğim”
Dün saat 11’de TÜİK’e gittim. Burayı iyi dinleyin yuh çekmeyin, dinleyin sadece beni. Enflasyon açıkladılar ya Allah aşkına şu noktaya geldim. Ya bunlar devletin memuru mu sarayın memuru mu? Sizin eşiniz, çoluk çocuğunuz alışveriş yapmıyor mu, elektrik, su, doğalgaz faturasına bakmıyor mu, ekmek alırken görmüyor mu bunlar? Talimat gelmiş, indireceksiniz! Neden gittim? TÜİK’in rakamları üzerinden emeklinin, asgari ücretin memurun aylığını belirliyorlar, yani milyonlarca vatandaşın aylığını düşük rakamlar üzerinden belirlemeye çalışıyorlar. Bir de üniversite hocalarımız var, fakat bakın Allah aşkına, onlar yıllık yüzde 21, hocalar diyor ki yüz 58. Hangisi doğru! Eli kalem tutanlar, aklı başında olanlar, bir yerden talimat almayanlar doğru rakamları söylüyorlar. Şunu bütün emeklilerin, bütün asgari ücretlilerin bütün memurların bilmesini isterim.

Ben sizin hakkınızı savunmak için gittim. Kapı duvar. İlk kez TC tarihinde milletvekilleri üstelik bir yere giderken önümüze duvar ördüler. Sanıyorlar ki o duvar bizi esir alacak. Mersinlilerin huzurunda açık ve net söylüyorum, sizin duvarlarınız vız gelir bize. Hepsini halledeceğim. Vesayet diye bağırıyorlardı değil mi, dün bütün dünya gördü vesayetin ne olduğunu .Sarayın emrine giren memurlar devletin memuru değildir artık. Tabii oldukları kanunun adı devlet memurları kanunu ama hayatta uyguladıkları yol yöntem sarayın kuralları bu kuralları değiştireceğiz.

“Herkesin kazanması için beraber gideceğiz sandığa ve dikta yönetimini sandıkta alaşağı edeceğiz. Bunun sözünü veriyorum size. Muz konusunda Mersin önemli bir merkez. Eğer Mersinliyi seviyorlarsa, muz yetiştiricilerinin hakkını hukukunu teslim etmek istiyorlarsa muz ithalatını ya durduracaklar ya da yüksek vergi koyacaklar. Öncelik bizim insanımız. İki Trakya büyüklüğünde alan ekilmiyor Türkiye’de. Tarım Kanunu bugüne kadar 2016’dan beri hiç uygulanmadı. Yapacağız. Diyorlar ki doğrudan gelir desteğini artırdık. Aile işletmesi 5 dönüme kadar. 2016’da beş dönüme kadar olanlara 100 lira veriyorlardı şimdi 2021’deyiz dönüm başına yine 100 lira veriyorlar. Yav siz zaten parayı pul ettiniz. Nerede teşvik?”

“Çiftçiyi gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu”
“Allah’ın izniyle sizlerin desteğiyle iktidar olacağız. İlk bir hafta içinde çiftçinin bankalara, tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının faizlerini sıfırlayacağım. Çiftçinin traktörü hayvanları asla haczedilmeyecek. Ziraat Bankası çiftçi dostu bir banka olacak. Söz veriyorum. Mersin’in umut meydanından söz veriyorum çiftçiyi gerçekten de bu milletin efendisi yapmak benim boynumun borcu. Ahdım var bu memlekete barışı, huzuru, sevgiyi getireceğiz. Ahdım var ve söz veriyorum bu memlekete demokrasiyi, adaleti getireceğim. Mafya düzenini ve mafya ile işbirliği yapılan düzeni değiştireceğim. Gencecik evlatlarımızın zehirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Söz veriyorum siyaset ahlaklı insanların görevi olacak. Siyaset adamına göre iş bul, ihale takip et, rüşvet al, zengin ol, tümünü kirlilikten arındıracağım. Bütün Türkiye duysun hiçbir rüşvetçiyi yolsuzluk yapanı devlet kadroları içinde asla ama asla barındırmayacağım. Rüşvet alanları uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezenleri onların uçaklarına binenleri devletin kadrolarında yaşatmayacağım, hepsinin görevin son vereceğim. Yine söz veriyorum harcadığımız her kuruşun hesabını vereceğiz. Sizin paranızı harcarken size hesap vermek benim namus borcum olacaktır. Yine söz veriyorum, 84 milyonu Londra’daki tefecilere mahkûm ettiler. Üreten alın teri döken bu memleket için çalışan herkesin hakkını hukukunu koruyacağım. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet etmekten kurtaracağız. Söz veriyorum umut meydanından söz veriyorum, Mersinlilere, Türkiye’ye söz veriyorum, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Yoksulluğu tarihe gömeceğiz. Bu ülkede yoksulluk olmayacak. Yine söz veriyorum, umut meydanından söz veriyorum, milyonlarca gencimiz işsizken onlar iş bulamazken dört yerden, beş yerden maaş alan düzeni bitireceğim. Hakça bir düzen gelecek. Gençlerimiz, umudumuz olan gelecek olan gençler, KPSS sınavından 80 puan, 95 puan alıyorlar ama sözlüye gelince dayıları yok, torpilleri yok, sözlüde eleniyorlar. Bu düzeni değiştirmek Kemal kardeşinin boynunun borcudur. O haksızlığı hukuksuzluğu bitireceğim. Gençler size söz verdim, sözümün arkasında duracağım.

“Bu kardeşiniz kendisini halka vakfetmesini bilen bir kardeşinizdir”
20 yıldır iktidardalar yurt sorununu çözemediler, umut meydanından, Mersin’den bütün Türkiye’ye, bütün gençlere, bütün anne ve babalara sesleniyorum, bir yıl içinde yurt sorununu çözeceğim. Atama bekleyen öğretmenler, engelliler, kadro açığı olan sağlık çalışanları, EYT’liler hiç meraklanmayın. Bu kardeşiniz kendisini halka vakfetmesini bilen bir kardeşinizdir. Parayla pulla bizim işimiz yok. Saraylarla köşklerle bizim işimiz yok. Bizim işimiz vatandaşın huzuru, vatandaşın sofradaki bereketi. Bunu beraber, birlikte yapacağız ve bütün dünya bunu görecek. Her şeyi gerçekleştireceğiz.
Kadına yönelik şiddet, sevgili peygamberimiz ‘cennet anaların ayakları altındadır’ der. Kadına şiddet 21. yy’da, olur mu Allah aşkına! Her gün kadın cinayetleriyle karşılaşıyoruz, olur mu Allah aşkına! Efendim cinayet işliyor, hapse giriyor, güzel bir kravat takıyor, takım elbise, hâkime saygılı, iyi hal indirimden efendim az ceza vereceğiz! Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum bu düzeni değiştireceğim. Kim suç işlediyse öyle iyi hal, kravat, onu bırakacağız. İstanbul Sözleşmesini 1 hafta içinde tekrar yürürlüğe koyacağız.

“Yatırımların büyük kısmı Batı’ya gidiyor, Anadolu’nun içi boşaldı”
Sözlerime başlarken Mersin’den öz ettim, çalışkan insanlarından söz ettim, Toroslar’dan söz ettim, insanların çalışkanlığından söz ettik, alın terinden emekten söz ettim, ama yatırımların büyük kısmı Batı’ya gidiyor. Anadolu’nun içi boşaldı. Hatırlarsanız bizim Merkez Türkiye diye bir projemiz vardı. Şimdi o projemizi büyütüyoruz, yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Samandağ’dan başlayıp, Mersin’e kadar bu güzel hilali bütün Akdeniz’in en güçlü ekonomik bölgesi haline getireceğiz. İşsizlik kesinlikle olmayacak. Göreceksiniz yatırımlara boğulacak bu bölge. Göreceksiniz Kayseri’de Nevşehir’de veya Niğde’de fabrikası olan demir yoluyla ürününü buraya getirdiği zaman parasını devlet olarak biz ödeyeceğiz. Böylede fabrikanın Niğde’de veya Trabzon’da olmasının hiçbir önemi kalmayacak. Ve biz yeni bir hamla ile çığır açacağız. Göreceksiniz Akdeniz havzası üzerinden yükselen Türkiye’yi tüm dünyaya tanıtacağız. Burayı bir öğretim üssüne dönüştüreceğiz.

“Dönem beraber olma dönemidir. Sorun memleket sorunudur, memleketi bayrak, millet sorunudur. Beraber olmak zorundayız”
Herkesin şunu bilmesini isterim geçmişte AK Parti’ye, MHP’ye oy veren kardeşlerime de seslenmek isterim. Dönem kavga dönemi değil, dönem çekişme dönemi değil, dönem birleşme dönemidir. Dönem beraber olma dönemidir. Sorun memleket sorunudur, memleketi bayrak, millet sorunudur. Beraber olmak zorundayız. Biz sosyal demokratız. Sosyal demokrat demek garipten, ezilenlerde yana olmak demektir. Bizle Atatürkçüyüz, bizler bağımsızlık savaşının ne olduğunu biliriz. Bizler kurtuluş savaşını biliriz. Bizler emekten yana, alın terinden yanayız. Bizler sosyal demokratız, bizler hiç kimsenin inancını, yaşam tarzını, kimliğini siyasete malzeme etmeyiz. Kutuplaşmaktan yana değiliz, kavgadan ayan değiliz, kucaklaşmadan yanayız, beraber olmaktan yanayız. Türkiye’nin birliği, bütünlüğü, geleceği, kalkınması, Türkiye’nin bölgesinde güçlü bir devlet olarak kimseye boyun eğmeden yürüyebilmesinin yolu beraber olmaktır, birlikte olmaktır ve saraydan kaçınmaktır.

“Demokrat amcanız olarak söylüyorum sizin hayalleriniz benim hedefim olacaktır. Hiçbir hayalinizi yere düşürmeyeceğim. Umutsuzluğa kapılmayın. Göreceksiniz altı ay içinde çarklar nasıl dönecek. Biz kuvâ-i milliyeciyiz, ülkemizi insanlarımızı seviyorum. Değişim rüzgârları esiyor artık Türkiye’de buna karşı durmak mümkün değildir. Hangi duvarları örerlerse örsünler halk varsa her şey bitmiştir.”

Paylaş