CHP’li Özel: Fahrettin Altunmakas, en sonunda Cumhurbaşkanını sansürledi

CHP’li Özel: Fahrettin Altunmakas, en sonunda Cumhurbaşkanını sansürledi

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Gerçekten savrulan, yönetilmeyen; bir gün 5 sene önce başbakana yazılmış metni prompterdan okuyan, ertesi gün, sabah söylediğini akşam kendi yalanlayan veya sabah kızdığına akşam cevap veren bir cumhurbaşkanıyla veya bir prompter okuyucusuyla karşı karşıyayız. Promptera ne yazılırsa okunuyor, bazı yazılanlar da okunmuyor.

Fahretti̇n Altunmakas, dünkü küfür, iftira ve hakaretleri makaslamış. Beni sansürlüyor komple. Kendisinden bahsedersem Anadolu Ajansı o kısmı hiç vermiyor. Bakanları sansürlüyor, muhalefeti sansürlüyor, herkesi sansürlüyor; döndü en son cumhurbaşkanını sansürlüyor.

Promptera yazılanların Cumhurbaşkanlığı’nın sitesine konulamadığı… Yani utanıyorsan söyleme, söylediysen utanma. Sorumluluğunu almayacaksan veya orada bulunması sizi rahatsız ediyorsa söylemeyeceksin o zaman. Ama böyle bir acayip ikircikli tutumla karşı karşıyayız” dedi.

CHP’li Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Türkiye’de 2019’un son günlerinde Çin’in Wuhan kentinde başlayan, daha sonra ilk dış vaka olarak Singapur’da görülüp, mart ayının 10’undan itibaren de Türkiye’yi etkisi altına alan bir pandeminin, bir salgının yönetimiyle ilgili çeşitli süreçlerden geçiyoruz.

İlk başlarda Sağlık Bakanına tüm toplumun vermiş olduğu kredi, ciddi bir hayal kırıklığına dönüşmek üzeredir. Şimdi süreç, aşı süreci. AK Parti Hıfzıssıhha Kurumunun yokluğunda, yumurtaların bütün hepsini sepete koymuş, Çin aşısı olmazsa başka çözüm üretemeyen, Çin’in aşıyı siyasi şantaj malzemesi olarak kullanmaya başlamasıyla korkunç bir suskunluğa bürünen ve bizzat Sağlık Bakanının verdiği her rakamın boş çıktığı, boşa düştüğü bir süreci yaşıyoruz.

Aralık ayının başında bugünler için, şubat ayının sonu itibariyle 50 milyon doz aşının geleceği, Türkiye’de olacağı söylenmişken, karşı karşıya bulunduğumuz durum ortadadır. Bu konuları bir siyasi çekişme konusu haline getirmeden tartışmak istiyoruz, uzattığımız el havada kalmaktadır ve biz, bugün için Cumhuriyet Halk Partisi salgının süregelen salgın yönetimi, salgınla mücadele, aşılama ve Türkiye’deki, hem dış ülkelerdeki mutasyona uğramış virüslerin yayılımı, hem de Türkiye’ye özel bir mutasyonun Bilim Kurulu tarafından ifade edildiği ve bunun önümüzdeki süreci nasıl etkileyeceği konusunda bilgi istiyoruz. Sadece bilgi istiyoruz. Sağlık Bakanı gelsin ve bilgi versin istiyoruz” dedi.

“İNSANIMIZI KAYBETMEDEN BU KONULARI KONUŞALIM”

Özel, “Sayın Bakan ne zaman isterse; bizim bir tarih dayatmamız yok. Gruplar nasıl uygun görürse, Meclis’e gelin ve bize bu konuda bilgi verin diyoruz. Çünkü biz yeniden vaka sayılarının tırmanışa geçeceği söylenen mart ayında üçüncü kabusu yaşamak istemiyoruz.

Bugün, bu ülkede birisinin annesi, birisinin babası, birisinin evladı olan günde 90-100 kişi ölüyor. Biz yine 3 günde bir Soma faciası yaşıyoruz. Bundan 1,5 ay önce her gün bir Soma faciası yaşıyorduk. Yani bu yitip giden canların gitmemesi, mart ayında yine her gün 250-300 kişiyi kaybetmemek için Sağlık Bakanına diyoruz ki: Gel bunu Meclis’te tartışalım. Gel bize bilgi ver, Meclis’e bilgi ver.

Grupların uyarılarını, önerilerini dinle. 13 şehidin olduğu gün, 2 bakan kalktı bilgi vermeye geldi. Senin alanında günde 300 kişi ölüyordu. Gel partileri ziyaret et, bilgi ver. İşte kendilerine bırakılırsa bulamadıkları aşıları bulduklarında, yapamadıklarını yaptıklarında, durum kendileri açısından en avantajlı olduğu zaman, gelip de burada bir şeyler anlatmanın kıymeti yok.

Testiyi kırmadan, insanlarımızı kaybetmeden bu konular konuşulsun diyoruz. Bunu buradan bir kez daha ifade edelim” diye konuştu. Özel, şunları kaydetti:

“İLETİŞİM BAŞKANI EN SON CUMHURBAŞKANINI DA SANSÜRLÜYOR”

“Cumhurbaşkanı koltuğunda oturan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Ankara il kongresini yaptı. İl kongresinde kullandığı nefret söylemine, hakaretlere, iftiralara, küfürlere dün 22 saniyelik bir basın toplantısıyla cevap verdik ve iade ettik.

O konuda daha söyleyecek bir sözümüz yok. Ardından Halka Sesleniş, Ulusa Sesleniş konuşması gerçekleştirdi. Yapmış olduğu konuşmada, bu operasyonun sorumlusu aynı zamanda Başkomutan olan Cumhurbaşkanından, Milli Savunma Bakanlığından, İçişleri Bakanlığına kadar tüm Türkiye Cumhuriyeti Devletidir dedi.

Yahu sen niye kızdın, niye köpürdün, niye o kadar hakaret ettin? Bunun sorumlusu kim diye sorduk diye. Beş sorudan beşincisi, siyasi sorumluluğu kim alacak? Vay efendim, dünyanın lafını ediyor. Sonra sabah ayrı metin, akşam ayrı metin. Gerçekten savrulan, yönetilmeyen; bir gün 5 sene önce başbakana yazılmış metni prompterdan okuyan, ertesi gün, sabah söylediğini akşam kendi yalanlayan veya sabah kızdığına akşam cevap veren bir cumhurbaşkanıyla veya bir prompter okuyucusuyla karşı karşıyayız.

Promptera ne yazılırsa okunuyor, bazı yazılanlar da okunmuyor. Fahretti̇n Altunmakas, dünkü küfür, iftira ve hakaretleri makaslamış. Beni sansürlüyor komple. Kendisinden bahsedersem Anadolu Ajansı o kısmı hiç vermiyor. Bakanları sansürlüyor, muhalefeti sansürlüyor, herkesi sansürlüyor; döndü en son cumhurbaşkanını sansürlüyor.

Promptera yazılanların Cumhurbaşkanlığı’nın sitesine konulamadığı… Yani utanıyorsan söyleme, söylediysen utanma. Sorumluluğunu almayacaksan veya orada bulunması sizi rahatsız ediyorsa söylemeyeceksin o zaman. Ama böyle bir acayip ikircikli tutumla karşı karşıyayız.

“YAS EVİNDE DÜĞÜN OLMAZ”

Bu ülkede övünülecek bir şey olduğunda, ‘Sayın Cumhurbaşkanımızın emirleriyle, tensipleriyle, teşvikleriyle, talimatlarıyla’ diyenlerin, işler kötü gittiğinde gündem değiştirme hakkı yoktur.

Bu Türkiye’de ne kötü gidiyorsa, şehitlerimizi veriyorsak, başarısız bir operasyon yapıyorsak, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çünkü tek karar vericidir. Salgın kötü yönetiliyorsa, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Esnaf iflastaysa, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Çiftçi perişansa, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Enflasyon artıyorsa, faiz tırmanıyorsa, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır.

İşsizlik varsa, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. Gençler ülkeden ayrılmayı düşünüyorsa, yüzde 70 sorumlusu yine Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bunun altını çizmek lazım. Kongrenin küfürleri, müfürleri değil, umurumuzda değil. O konuyla 22 saniye meşgul olduk. Onu bile fazla buluyorum ama o kongredeki ışıklar, müzikler gerçekten yüreğimizi acıtıyor. Neden acıtıyor?

Yas evinde düğün olmaz da ondan acıtıyor. Cenaze evinde düğün olmaz da ondan acıtıyor. Bir ailenin birinci, ikinci derece yakını vefat ettiğinde, Anadolu’da hafta sonu davetiyesi bastırılmış, hazırlığı yapılmış düğünler iptal edilir. Gün, düğün günü değil, yas günü derler. Hem başarısız bir operasyonla Gara’da 13 tane şehidi verecekseniz, 3 tane askerimiz de operasyon sırasında şehit olacak, ondan sonra Ankara İl Kongresinde müzikleri çalacaksınız, kahkahalar atacaksınız. Bu Anadolu insanının geninde yok, genetiğinde yok; örfünde, töresinde, adetinde yok.

İnanın hep birlikte ayıplıyoruz, inanın hep birlikte utanıyoruz. Millet geçim derdindeyken, yaşlı teyzeler ‘açım aç’ diye yolunuzu kesiyorken, orada ne diyor?

“VERDİĞİN BAŞ GARİBANIN BAŞI”

Verdiğin baş garibanın, fakirin, yoksulun, güzel insanlarımızın evlatlarının başı. Ama baş eğmem diyorsun, Trump’ın karşısında nasıl baş eğdiğini de hepimiz biliyoruz, hepimiz biliyoruz. Trump bir mektup yazdı: “Aptal olma, akıllı ol” dedi Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına. “Akıllı ol” diyor, “aptal olma” diyor.

O mektubu tuttular, yuttular. Baş eğiyorsun, maalesef Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı sıfatıyla. Baş veriyorsun. Kerpiç evlerde penceresiz, pencere yerine naylon olan evlerden çıkan şehit cenazeleriyle. Daha ne söylensin?

“GOEBBELS YÖNTEMİ”

İletişim Başkanı Goebbels’e öykününce, sloganın patenti İhvan’dan, işaret İhvan’dan; söylem Führer Adolf Hitler’den. Ein volk, ein reich, ein führer Adolf Hitler. Tek devlet, tek millet, tek liderden geliyorlar, dönüyorlar, dolaşıyorlar, bunu söylüyorlar. Çünkü yöntem Goebbels yöntemi.

Çakma Goebbels bunu belletmiş, bunun üzerinden çalışıyorlar. Dönüyorlar, dönüşüyorlar, söylüyorlar ve bütün açıklama gübre desteğini arttıracak, Bay Kemal iyi dinle. Dönecek arpa, çavdar, yulafa ,hububat ürünlerine dekar başına olan desteği 8 liradan 16 liraya çıkaracak, Bay Kemal iyi dinle. Neden diyor?

Hani kendi tek lider ya. Valla bizim Genel Başkanımızın öyle bir niyeti, öyle bir yöntemi yok. Ama kelimeyi benzeteceksek şöyle söyleriz: Muhalefetteyken asgari ücrete zam yapabilen tek lider Kemal Kılıçdaroğlu. Muhalefetteyken taşerona kadro verebilen tek lider Kemal Kılıçdaroğlu. Muhalefetteyken emekliye iki maaş ikramiye verebilen tek lider Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Şimdi buna bir şey daha eklendi. Tarımda çiftçinin alması gereken desteklemeyi arttırabilen tek lider de Kemal Kılıçdaroğlu.”

“HATALI OLANIN BEDELİ ÖDEMESİ LAZIM”

Özel, bir soru üzerine, “Burada 13 alıkonulan kişi oradan sağ salim çıksaydı, biz Recep Tayyip Erdoğan’ın ceketini çıkarmış, kravatsız, beyaz gömlekli, kolları sıvamış; böyle çeşitli açılardan çekilmiş, operasyon talimatını verirken ki fotoğraflarını görecektik. Önce siz görecektiniz, sonra da “Son Dakika” diye bütün ekranları tek renge koyacaklardı zaten.

Şimdi bu talimatı kim verdi, bu kararı kim verdi? Bunun söylenmesi lazım. Bunun açıklanması lazım. Birinin sorumluluğu alması, hatalı olanın da bir bedeli ödemesi lazım. Bakan mı? Bakansa, bakan. Cumhurbaşkanı mı? Cumhurbaşkanıysa, o; siyaseten zaten her şeye karar veren tek adam var ama bunun açıklanması lazım. Bu operasyonun yapılması ile ilgili karar, yöntem sırasında yaşananlar, öncesinde ve sırasında yaşananlar son derece muğlaktır” ifadesini kullandı.

Paylaş