Bahçeli: Gayemiz daha güçlü bir Türkiye

Bahçeli: Gayemiz daha güçlü bir Türkiye

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na HDP üzerinden yüklenirken, “Kılıçdaroğlu diyor ki, ‘HDP’ye dokundurmam’, ‘HDP’nin yanlışı olursa söyleriz’. Bu durumda akla gelen HDP’nin CHP’ye iltihak hazırlığı içinde olması, sonuçta PKK’nın siyasi ayağının CHP’de tecellisidir. Kılıçdaroğlu anlaşılan HDP ile süren yasak ve kanun dışı ilişkiyi resmileştirme arzusundadır. Kılıçdaroğlu’nun kollarını açarak HDP’nin önünde zırh olması hiçbir gerçeği değiştirmeyecek, işleyen hukuki süreci durdurmaya kafi gelmeyecektir. Biz ‘PKK eşittir HDP’ diyorduk, CHP de kanlı denkleme bodoslama girmiştir” dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun “Sonbaharda seçim olur” açıklamasına da yanıt verirken, “Sonbaharda seçim olur diyenler, rüyalarında darı ambarı düşlüyorlar. Kılıçdaroğlu ve ipe dolanmış yoldaşları boş yere umutlanmasın; seçim zamanında yapılacak, bu millet ufkunu karartan zilleti kaçtığı yere kadar kovalayacaktır” diye konuştu.

Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını da “doğru ve yerinde bir uygulama” diye yorumlayan Bahçeli, “İstanbul Sözleşmesi beklentileri karşılayamamıştır. Mezkur sözleşmenin toplumsal cinsiyet kimliğine yönelik hükümleri; aileyi, manevi değerleri, toplumsal düzen ve dengeyi tehdit etmiştir. Sözleşmeyi imzalayıp taraf olmak kadar çekilmek de haktır, hukuki bir tasarruftur” ifadesini kullandı. Bahçeli, MHP’nin kadına şiddete “ön şartsız karşı olduğunu” ve kadın haklarını sözleşmeye bağlı görmenin, “cehalet ve bilinçli bir sapma” olduğunu savundu.

Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:

“(Kurultay) Türklüğün boynun bükmek, Türk milletini boyundurluk altına almak için ortam yoklayanlara seslenerek, kazananın Türkiye olacağını haykırdık. İstiklal için birlik, İstiklal için dirlik, kazanan Türkiye olacak. Gayemiz daha güçlü bir Türkiye, daha kudretli bir devlettir. Bu mücadelede 3 hilal mücevher gibi parlayan şuurumuzun zihniyeti, Bozkurt ise, kutlu ülkülerimize giden yolun Ergenekon’dan beri kılavuzudur.

Çile çeksek de, ilkelerimize çizik çekmedik. Mahkum olsak da irademize mahcubiyet lekesi düşürmedik. Zindana girdik, vatan sağ olsun dedik. Şehit olduk vatan bölünmez dedik. Gözyaşlarını içimize akıttık. Satanlardan, korkanlardan, dönenlerden, yorulanlardan, ilk sallantıda yoldan sapanlardan olmadık. Ülkücü yaşadık, ülkülerimizi fazilet ve fedakarlık ruhuyla yaşattık. Kimileri devrilmemizi bekledi, kimileri aramızdan devşirildi. Bazıları düşmemizi bekledi, bazıları yakamızdan düşüp gitti. Nefsine esir olanlar, çıkar ve ikbal peşinde niyetini kirletenler ya kendiliğinden ayrıldılar ya da gerçek yüzleri netleştiğinden ayıklandılar. Lafa geldiğinde büyük dava adamı rolüne bürünenlerin süreçte ne kadar küçüldüğünü, dolduruşa gelerek kişiliklerini kaybettiklerini üzülerek gördük ve yaşadık. Bunların MHP’ye karşı karanlık operasyonlarda figüranlığa nasıl teşne olduklarını ibretle seyrettik.

Biz 2023 yılını kafasında cem etmiş, ondan sonraki yol haritasını belirlemiş bir anlayış ve amaç eşliğinde yolumuza devam edeceğiz. Büyük Kurultayımızda geleceğe dönük 5 aşamalı stratejik hedeflerimizle rotamızı çizmiş durumdayız. MHP olarak ve takip eden 10 yılları kapsayan hedeflerimizin ilki: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, daha yerinde bir ifadeyle Türk tipi başkanlık modeline sahip çıkmak. İlke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına daha doğrusu kökleşmesine hizmet etmektir. Sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ikinci stratejik hedefimizdir. Çalışan, üreten, ruh kökümüzden beslenen yeni, yerli ve milli bir ekonomik sistemin ihyası ve inşası 3. stratejik hedefimizdir. Cumhur İttifakı’nın varlığı içinde, son terörist son kanlı silahıyla ele geçirilesiye kadar terörle mücadeleye destek vermek, Türk milletini bu şiddet ve destek sarmalından çekip çıkarmak 4. stratejik hedefimizdir. Hem ülkemizde, hem de küresel ve bölgesel zeminde, diyalog, barış, huzur, sükunet ve istikrar 5. stratejik hedefimizdir. Yenilenmiş kadrolarımızla, ilkeli ve milliyetçi siyaset yapımızla, parlak bir istikbale varız, hazırız, ne gerekiyorsa yapmaya kararlıyız. Biz MHP’yiz, Türk ve Türkiye sevdalısıyız.

Cumhur İttifakı’nın muazzam varlığıyla Türkiyemize sahip çıkacağız. Al bayrağımızın solmasına, aziz milletimize zincir vurmaya çalışan yerli ve yabancı ahmaklara izin vermeyeceğiz.

Aziz şehitlerimizi, Alpaslan Türkeş beyi rahmet ve özlemle anıyorum. İstiklal için birlik, istikbal için dirlik kazanan Türkiye olacak. Diyorum ki gönül verdik bir ülküye, ömür verdik bu ülkeye. Baş koyduk davamıza baş verdik vatanımıza. Baş eğmeğiz mendebur üç kağıtçılara.

Son bin yılın dünya tarihine damga vurmuş olan, büyük milletler arasında kuşkusuz ki en önemli yeri Türk milleti almaktadır. Tarih, her millet için olduğu gibi Türk milleti için de hep zafer ve başarılarla dolu değildir. Bizim için tarihin önemi ve değeri bu gerçekçi analizde yatmaktadır. Bin yıldır yaşadığımız Anadolu coğrafyası, doğal ve stratejik tehditleri bilmek, bu topraklarda binlerce yıl daha var olabilmenin sırrını yakalamak demektir. Bugün Türk milletinin üzerinde oynanan oyunların başlangıcı, 20. asrın başında Çanakkale’ye çarpıp dönen zalim senaryolarda saklıdır.

Zillete asla katlanamayız, milli bekamızın yağlamanmasına asla göz yumamayız. Al bayrağımızın düşmesini, bağımsızlığımızın haykırışı olan İstiklal Marşımızın susmasını, ezanımızın kesilmesini, nifak ile bin yıllık kardeşliğimizin bozulmasını sineye çekmeyeceğiz.

Bugünkü şartlarda terör örgütleriyle, bölücülerle emel ve hedef birlikteliği içinde olanlar geçmişten ders çıkarmalıdır.

Hiç kimse bize Türklük konusunda söz söyleyemez. Uygur Türklerinin hüznü yüreğimizdedir. Türkmen elinin sevdası iliklerimizdedir. Ak mescidin dramı vicdanımızda, Kıbrıs Türklüğünün davası iffetimizde mahfuzdur. Türk milletiyle gönül bağı kopmuş kim varsa bize Uygur Türkleri konusunda laf ediyor, ileri geri konuşuyor. Bölücüsünden, ilkesinize, haininden hayasızına kadar hepsi fikriyatımızın kilit taşları hakkında bilirkişilik taslıyor atıp tutuyor. Türklük ne zamandır sizin ana meseleniz oldu. Bayram değil seyran değil. Hangi ara Türklüğe bu kadar sempati beslediniz? Güney Kıbrıs’ta cami duvarlarına ‘Türklere ölüm’ yazan faşist ırkçılarla sizin aranızda ne fark vardır? Merhum Ziya Gökalp böylelerine nasıl sesleniyordu bakın: Türk olsan, olmasan sen Türk düşmanısın. Benim gayem Türk’ü yaşatmak, seninki öldürmek her yaşatanı. CHP böyle demiş, İP şöyle demiş, HDP şunu söylemiş bizim için sadece gürültü kirliliğidir. Türkmen eline Kürdistan diyenler, küresel emperyalizme maşalık yapan çarpık zihniyetlerdir. Türkmen eli Türktür. Türk’ün Şii’si, Sunni’si yani mezhepsel ayrımı değil bayraklaşmış tarihi kimliği her mevzunun üzerindedir.

Karabağ savaşında Ermeni propagandasına nefes alan CHP’nin bir gün çıkıp da Türkmen elindeki gözyaşlarından, Kerkük, Musul’un çiğnenmiş haklarından bahsettiğini duyanınız oldu mu?

Türk’ün Türk’ten başka dostu da seveni de yoktur. Batı’nın Müslüman dediğinde anladığı Türk’tür. Cami duvarlarına nefret boyasıyla haç resmi çizilmiş ve Türklere ölüm yazılmıştır. Bizim Türk milletine bağlılığımız bir vefanın, varoluş bilincinin sonucudur. Andımızı istismar edenler, Türklüğü kirli projelerine malzeme yapmak kuyruğa girenler bu sevdadan ilelebet mahrum olan kimliksizlerdir. Muzaffer milletimizin başaramayacağı hiçbir şey yoktur. Mazide yaptıkları hem kefilimiz hem umudumuzdur. İstersek yine yaparız. Bu irade, inanç, azim bizde var. Artık keşkelerle ve pişmanlıklarla oyalanacak vaktimiz kalmamıştır.

İstanbul Sözleşmesi etrafında yürütülen tartışmalar esef verici boyutlara tırmanmıştır. Öyle bir istismar kampanyası devrededir ki kadına şiddet cezasız ve yaptırımsız kalacak sanki. Bu sakat, sorumsuz propagandanın sistematik bir şekilde körüklendiği açıktır. MHP, kadına yönelik şiddeti ön şartsız reddetmektedir. Canilerin cezasını bulması insanlık onuruna saygının bir gereğidir. Ancak sabahtan akşama kadar TV ekranlarından şiddeti teşvik eden haber, program ve dizileri de aynı oranda kınadığımızı söylediğimiz kınamak boynumuzun borcudur. TV dizilerinden kadınlara uygulanan şiddet sahnelerinin kesilmesi, toplumsal duyarlılığın tahkimi acil bir ihtiyaçtır. İstanbul Sözleşmesi beklentileri karşılayamamıştır. Meskur sözleşmenin toplumsal cinsiyet kimliğine yönelik hükümleri; aileyi, manevi değerleri, toplumsal düzen ve dengeyi tehdit etmiştir. Sözleşmeyi imzalayıp taraf olmak kadar çekilmek de haktır, hukuki bir tasarruftur. İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshi doğru ve yerinde bir uygulamadır. Kadın haklarını sözleşmeye bağlı görmek, cehalet olduğu kadar bilinçli bir sapmadır.

Zillet ittifakı sürekli krize oynamaktadır. Her tartışmadan nemalanma çabasındadır. Ama her seferinde baltayı taşa vurmaktadır. Harp Okulları’nda irticai faaliyetlerin çıkarılması, bildik ezberleri alevlendirmiştir. TSK’nın töhmet altında bırakılması tepeden tırnağa kara propagandadır. 15 Temmuz’da yaşanan, bu terör örgütünün TSK’ya nasıl yuvalandığına dair fikri var mıdır? Madem irticaya karşı bu kadar hassastınız, FETÖ’nün yuvalandığını nasıl hafızanızdan çıkardınız? Zillet cephesine soruyorum, Müslüman Türk milletinin inançlarından ne istiyorsunuz? FETÖ’cülerin peşine takılmaktan utanmadınız mı? İrtica tehlikesini kılıf yaparak estirilen İslam düşmanlığına tahammülümüz söz konusu olamayacaktır.

CHP, konu HDP oldu mu, terörle mücadeleye geldi mi kahredici bir üslup takınmaktadır. Kılıçdaroğlu diyor ki, ‘HDP’ye dokundurmam’, ‘HDP’nin yanlışı olursa söyleriz’. Bu durumda akla gelen HDP’nin CHP’ye iltihak hazırlığı içinde olması, sonuçta PKK’nın siyasi ayağının CHP’de tecellisidir. Kılıçdaroğlu anlaşılan HDP ile süren yasak ve kanun dışı ilişkiyi resmileştirme arzusundadır. Yeni isim olarak Cumhuriyet Halk ve Halkın Partisi ismini tercih etmesi kimseyi şaşırtmamalıdır. Kılıçdaroğlu’nun kollarını açarak HDP’nin önünde zırh olması hiçbir gerçeği değiştirmeyecek, işleyen hukuki süreci durdurmaya kafi gelmeyecektir. Biz PKK eşittir HDP diyorduk, CHP de kanlı denkleme bodoslama girmiştir. Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin yanlışı olursa söyleriz ifadesi hezeyan, aymazlık, sefillik örneğidir. Sayın Kılıçdaroğlu, HDP’nin yanlışlarını herkes gördü de bir sen mi görmedin, yuh olsun senin zihniyetine. Dokundurmam dediğin HDP kuklası olduğu PKK ile vatanımıza, evlatlarımıza, huzurumuza dokundu. Haberin oldu mu, vicdanın sızladı mı? Dokundurmam diyorsun, ihanete ortaksın demektir.

Sonbaharda seçim olur diyenler, rüyalarında darı ambarı düşlüyorlar. Kılıçdaroğlu ve ipe dolanmış yoldaşları boş yere umutlanmasın; seçim zamanında yapılacak, bu millet ufkunu karartan zilleti kaçtığı yere kadar kovalayacaktır. Süveyş Kanalı’nda bir tanker nasıl karaya oturmuşsa zillet ittifakı da öyle sandığa çöküp kalacaktır. Dünyanın kaç bucak olduğunu 2023 Haziranı’nda göreceklerdir.”

Paylaş