Akşener: Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin Meclis olarak Nobel’e aday göstermesini talep edeceğiz

Akşener: Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin Meclis olarak Nobel’e aday göstermesini talep edeceğiz

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmeye ilişkin olarak değerlendirmelerde bulundu. “Dünün ‘Ey Biden’ı, bugünün ‘Dostum Biden’ı oluverdi. İşte size Sayın Erdoğan’ın bipolar dış politika anlayışının son örneği” diyen Akşener, “İşte size kanka diplomasisinin Türkiye’yi getirdiği son nokta” dedi.

Biden görüşmesi öncesi, “24 Nisan’ı gündeme getirmeden geçmeyi doğru bulmamız mümkün değil” diyen Erdoğan’ın görüşme sonrasında, “Hamdolsun, hiç gündeme gelmedi” dediğini hatırlatan Akşener, “Hesap soramadığı gibi, bir de hamdolsun çeken ezikliğe bakar mısınız? Kendisi gündeme getirmesi gerekirken getirmemiş, ama hamdolsun Biden da gündeme getirmemiş. Vay be, halimize bakar mısınız?” sözlerini kaydetti.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Koronavirüs’e karşı Biontech aşısını geliştiren Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin Meclis olarak Nobel Ödülü’ne aday gösterilmesini talep edeceklerini söyledi.

İyi Parti lideri, önceki grup toplantısında Safranbolu’daki esnafın açtığı “açız” pankartını göstermesinin ardından Erdoğan’ın yaptığı, “Aç olanları da buyurun siz doyuruverin” sözlerine bir kez daha sert bir dille tepki gösterdi. “Bunu bırakın bir siyasinin cumhurbaşkanlığı makamına seçilmiş bir insanın, ekonomik durumu iyi olan bir vatandaşın dahi söylemesi ayıptır günahtır!” diyen Akşener, “Lafa gelince ellerinde imanmetre ile hepimizin imanını ölçerek gezenler, komşun açken sen tok yatamazsın. Olur in oradan doyurmayan namerttir. Sen bostan korkuluğu musun! Alıştılar ellerini yıkayıp gitmeye. Yok öyle yağmaz. Sen bostan korkuluğu musun! İn oradan gör bakalım nasıl doyuruluyormuş. Şu kadronun gözünün içine bak ve gör” sözlerini kaydetti.

Akşener, bu hafta kürsüyü Zonguldak Şehit Aileleri Derneği Başkan Yardımcısı Cihan Köktürk’e bırakın ise, TRT ve Meclis televizyonuna, “Ancak bir uyarıda bulunmak istiyorum TRT ve Meclis televizyonunun sıra milletin kürsüsüne geldiğinde yayından çıkmasına alıştık. Bari bu sefer yapmayın. Vatanın gerçek sahibi şehidimizin babası konuşurken bu vefasızlığı yapmayın, yapmayın” diyerek seslendi. Akşener, “Canlarımıza kıyan teröristin bile çıkıp konuşabildiği ekranlarınızı şehitlerimizden esirgemeyin. Orada görevli olan kardeşlerime sesleniyorum. Size yukarılardan talimat gelmiş olabilir. Bir defalığına o talimata uymayın. Bu sizin ülkenize ve aziz şehitlerinize olan borcunuzdur” diye konuştu.

Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Covid süreci iktidar tarafından maalesef yönetilemedi. Maddi manevi çok ağır bedeller ödedik. Aşı bu sürecin fiyaskosu oldu.”

“İyi Parti olarak TBMM’nin Türklerin gurur olan bu iki bilim insanımızı bilim dünyasına ve insanlığa yaptıkları katkılarından dolayı Meclis olarak Nobel’e aday göstermesini talep edeceğiz.”

“Dünün ‘Ey Biden’ı, bugünün ‘Dostum Biden’ı oluverdi”
“Biliyorsunuz Sayın Erdoğan geçtiğimiz pazartesi NATO zirvesine katıldı. Daha düne kadar verip veriştirdiği NATO, bir anda değerli oluverdi. Bu arkadaşların tamamı muhalefetin dostu Biden diyorlardı. ‘Hain Biden’ diyorlardı. Sonra ne oldu? Pazartesi günü basın toplantısında Sayın Erdoğan, ‘Dostum Biden’ dedi. Dünün ‘Ey Biden’ı, bugünün ‘Dostum Biden’ı oluverdi. İşte size Sayın Erdoğan’ın bipolar dış politika anlayışının son örneği. İşte size kanka diplomasisinin Türkiye’yi getirdiği son nokta.”

“Halimize bakar mısınız?”
“14 Haziran günü iktidarın besleme medyası bir başlık atmıştı. Buna göre Sayın Erdoğan “NATO zirvesinde 24 Nisan soykırım iddiasını da soracağım. Yani arkadaş oraya had bildirmeye gidiyordu. Sorabildi mi? Soramadı. Bir de ‘Hamdolsun 24 Nisan konusu gündeme gelmedi’ dedi. Hesap soramadığı gibi, bir de hamdolsun çeken ezikliğe bakar mısınız? Kendisi gündeme getirmesi gerekirken getirmemiş, ama hamdolsun Biden da gündeme getirmemiş. Vay be, halimize bakar mısınız?”

“Yazıklar olsun”
“Yazıklar olsun. Biz ilişkimiz olan tüm ülkelerle müşterek çıkarların öne çıkarıldığı kurumsal bir çerçevede sürdürülen onurlu ilişkileri destekleriz. Önümüze gelenle kavga edelim diye bir önermemiz yok bizim. İsteriz ki bölgemizdeki ülkelerle AB ile Amerika ile olan ilişkilerimiz de bu ciddiyetle sürdürülsün. Böylece Türkiye ekonomik coğrafyasının potansiyelinden en üst seviyede yararlanabilsin. O nedenle bu arkadaşların garip zihniyetleri doğrultusunda iç politikada siyasi rant devşirmek için ilişkileri gerim gerim gerip sonra da sözde soykırım yalanı açıklamasını yutma pahasına yaptıkları bu fantastik geri vitesin sonucunda olacakları gerçekten merak ediyorum. Biliyorum ki aziz milletim de merak ediyor. ”

“O görüşme ülkemizin için kritik bir görüşmeyse milletimizin de Meclisi aracılığıyla ne olup bittiğini bilmeye hakkı var”
“Sayın Erdoğan milletin evi gazi meclisimizi bilgilendirmek aklından bile geçmiyor ama yapmalısın. O görüşme ülkemizin için kritik bir görüşmeyse milletimizin de Meclisi aracılığıyla ne olup bittiğini bilmeye hakkı var. Amerikan gazetelerinden öğrenmenin ne derece onur ve gurur kırıcı olduğunu tekrarlamak isterim. O nedenle iktidara çağrıda bulunmak istiyorum; buyurun gereğini yapın.”

“Lafa gelince ellerinde imanmetre ile hepimizin imanını ölçerek gezenler…”
“(Erdoğan’ın “Aç olanları da buyurun siz doyuruverin” sözlerine) Bunu bırakın bir siyasinin cumhurbaşkanlığı makamına seçilmiş bir insanın, ekonomik durumu iyi olan bir vatandaşın dahi söylemesi ayıptır günahtır! Lafa gelince ellerinde imanmetre ile hepimizin imanını ölçerek gezenler, komşun açken sen tok yatamazsın. Olur in oradan doyurmayan namerttir. Sen bostan korkuluğu musun! Alıştılar ellerini yıkayıp gitmeye. Yok öyle yağmaz. Sen bostan korkuluğu musun! İn oradan gör bakalım nasıl doyuruluyormuş. Şu kadronun gözünün içine bak ve gör.”

“Sayın Erdoğan ağzından çıkanı kulağın duysun”
“Sayın Erdoğan ağzından çıkanı kulağın duysun. Sen bu ülkede iktidarın başısın. Vatandaşın dertlerini inkar edemezsin. Milletimizin zor durumu ile dalga geçemezsin. Türkiye’de tek bir vatandaşımız bile geçim sıkıntısından geceleri uyuyamıyorsa sen de uyuyamayacaksın. Emeklimiz, çiftçimiz memurumuz çalışanlarımız zor durumdaysa gerekeni yapacaksın. Yapamıyorsan gideceksin yerine yapacaklar gelecek. Sen işini yapmıyorsan, milletten aldığın yetkiyi sarayda sefa sürmeye kullanıyorsan milletimizin derdinin vebali de utancı da sana aittir. ”

Akşener’den TRT ve Meclis televizyonuna: Bu vefasızlığı yapmayın, yapmayın
“Zonguldak Şehit Aileleri Derneği Başkan Yardımcısı Cihan Köktürk Bey aramızda. Ancak bir uyarıda bulunmak istiyorum TRT ve Meclis televizyonunun sıra milletin kürsüsüne geldiğinde yayından çıkmasına alıştık. Bari bu sefer yapmayın. Vatanın gerçek sahibi şehidimizin babası konuşurken bu vefasızlığı yapmayın, yapmayın. Canlarımıza kıyan teröristin bile çıkıp konuşabildiği ekranlarınızı şehitlerimizden esirgemeyin. Orada görevli olan kardeşlerime sesleniyorum. Size yukarılardan talimat gelmiş olabilir. Bir defalığına o talimata uymayın. Bu sizin ülkenize ve aziz şehitlerinize olan borcunuzdur.”

Erdoğan’a: İstersen ben sana bu mektubu gönderirim
“(Akşener babası şehit olan gencin kendisine gönderdiği mektubu okudu) Sayın Erdoğan, beş maaş alanlar, beşli çeteye ödedikleriniz esnafı çiftçiyi işsiz genci görmüyor ve onlara inanmıyorsunuz hep birlikte. Yahu bir şehit babası ve bir şehit çocuğu. Sayın Erdoğan istersen ben sana bu mektubu gönderirim. Böyle bir ülkede bu çocukları yaşamak zorunda bırakmanın bırakın dünyadakini de ahirette vebalini başta sen olmak üzere hepimiz nasıl ödeyeceğiz? Azıcık gözünü aç, in uçaklardan, yazıktır günahtır. Devleti yönetenler adına şehit ailelerimizden özür diliyorum, onlara reva görülen onca dert için tüm kalbimle özür diliyorum.”

Paylaş