Eski Petrol Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Pamir’den TEİAŞ tepkisi

Eski Petrol Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Pamir’den TEİAŞ tepkisi

Eski Petrol Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Pamir, Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) özelleştirme kapsamına alınmasını eleştirerek, “Elektrik, yerli-yabancı tekellerin rant sevdasına teslim edilmiş olacak” dedi. Pamir, “TEİAŞ özelleştirilse ulusal güvenliğimiz için büyük bir risk olur. İşin finansal boyutunda ise yerli şirketlerin yetersiz kalması, Avrupalı şirketlerin, Katar’ın devreye girmesi sürpriz sayılmamalı” diye uyardı.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin’e konuşan Pamir, “Enerji güvenliği, ülkelerin ekonomik güvenliklerinin ve ulusal güvenliklerinin temel taşıdır. Enerjide bağımlılık, ülkelerin ekonomilerini olduğu kadar, ulusal güvenliklerini de tehdit eder. Bu nedenle de enerji (ve elektrik) sektörünün, ağırlıklı olarak kamunun kontrol, yönetim ve denetiminde olması gerekir. TEİAŞ da şebeke verimliliğini, planlamasını, talep projeksiyonlarını, gerekli ikili anlaşmaları yapan ve elektrik sistemine dair her türlü altyapı ve ikincil mevzuattan da sorumlu olan kamu kuruluşu” ifadelerini kullandı.

“Bu özelleştirmede ulusal çıkar ya da kamu yararı yok”
“TEİAŞ’ın özelleştirme kapsamına alınması ne anlama geliyor?” sorusuna karşın Pamir, şu tespitleri yaptı:

“TEİAŞ’ın özelleştirilmesinde ısrar edilmesi durumunda, enerji/elektrik güvenliğimizin yanı sıra, ulusal güvenlik riski de söz konusu olacak. İşin finansal boyutunda, yerli şirketlerin yetersiz kalması ve doğrudan ya da perde arkasından kimi Avrupalı şirketlerin ve/veya Katar’ın devreye girmesi sürpriz sayılmamalıdır. Yerli şirketlerin ise burada taşeron konumunda kalmaları beklenmelidir. Bu özelleştirmede, enerji sektöründeki diğer özelleştirmelerde olduğu gibi, ulusal çıkar ya da kamu yararı yok.”

“Sektör, tamamen yerli ve yabancı şirketlerin insafına terk edilmiş durumda”
“Elektrik üretiminde kamunun ağırlığı 1984 yılında yüzde 87 iken, 2000 yılında yüzde 60, 2020 yılında ise ne yazık ki sadece yüzde18.7’ye düşürüldü” diyen Pamir şöyle devam etti:

“Sektör, tamamen yerli ve yabancı şirketlerin insafına terk edilmiş durumda. Elektrik üretiminde dışa bağımlılık oranımız, 1984’te yüzde 23 iken, 2020’de yüzde 43.3 oldu. Yandaş şirketlere ‘iş yaratmak’ ve ‘rant sağlamak’ amacı ile (sadece bu dönemde değil) doğalgaz ve elektrik talep tahminleri abartılmış ve yıllar içinde gereksiz ve çok yüksek bir santral kurulu güç kapasitesi yaratıldı. Bunlar, son on yılların, sektörde hızla yaygınlaşan özelleştirme furyasının kaçınılmaz sonuçlarıdır. TEİAŞ özelleştirmesi gerçekleşirse, elektrik sektörü tamamen yerli-yabancı tekellerin rant sevdasına teslim edilmiş olacak.”

Pamir ne yapılması gerektiğini de şöyle açıkladı:

  • TEİAŞ’ın özelleştirilmemesi bir yana, tüm elektrik ve enerji sektörü, faaliyet zincirinin tüm halkaları kamu tarafından yönetilmek üzere, kamulaştırılmalıdır.
  • İletim faaliyetleri, üst kuruluş olarak (yeniden) kurulacak Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) bünyesinde bir kamu iletim işletmesi olacak olan Türkiye Elektrik İletim A.Ş. tarafından yürütülmeli ve mevcut iletim şebekesini geliştirecek ve yenileyecek yatırımlar hızla yapılmalıdır.
  • Kesintisiz, kaliteli, temiz enerjiye/elektriğe, ödenebilir koşullarda erişim, temel bir haktır. Bunu sağlamak ise devletin temel görevidir. Üretimden iletime, dağıtımdan satışa, bu hizmetin tek elden ve kamu eliyle yönetilmesi, bu görevin hakkıyla yerine getirilmesinin ön koşuludur.

“TPAO, BOTAŞ ve ETİ Maden TVF’den ve özelleştirme kapsamından çıkarılmalı”
Türkiye Varlık Fonu’na (TVF) devredilen ve özelleştirme hazırlıkları sürdürülen TPAO, BOTAŞ ve ETİ Maden, bu fondan ve özelleştirme kapsamından çıkarılması gerektiğini de ifade eden Pamir, “Petrol ve doğalgazın yapısı gereği birbirleriyle ayrılmaz bütünlüğü var. Arama ve üretimden, iletim ve tüketiciye ulaşmada petrol ve doğalgazın değer zincirindeki halkalarının ayrılmaz olduğu göz önüne alınmalı. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de petrol ve doğalgaz arama, üretim, rafinaj, iletim faaliyetleri; dikey bütünleşmiş bir yapıda (dikey entegrasyon) sürdürülmeli, bu yapı, ihtiyaç halinde dağıtım ve satış faaliyetlerinde de bulunabilmelidir. Bu amaçla, TPAO ve BOTAŞ’ı da bünyesine alacak Türkiye Petrol ve Doğalgaz Kurumu (TPDK) oluşturulmalıdır” dedi.

Paylaş